6. Hukuk Dairesi 2021/423 E. , 2021/1860 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DRC. MHK. : Van 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağı istemine ilişkin olup, yerel mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm davacı vekilince istinaf edilmiş, Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki sözleşme gereği müvekkilinin 1740 metre kauçuk işi yaptığını, ancak iş bedelinin ödenmediğini, davalıya Van 1. İcra Dairesinin 2017/7801 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız itirazında ödemeyi müvekkilinin ortağı olduğunu iddia ettiği .... isimli bir şahsa yaptığını beyan ettiğini, müvekkilinin ödeme yapıldığı iddia olunan üçüncü kişiyi tanımadığını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile 40.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini, davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş, HMK 128. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen maddi vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.
Yerel mahkemece, davacının dilekçesinde keşif deliline dayanmadığı, sözleşme konusu kauçuk işinin yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise kim tarafından yapıldığı, ne kadarının tamamlandığı, iş bedelinin ne kadar olduğu hususlarının keşif yapılmadan ispatının mümkün olmadığı gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, davacının sunduğu sözleşmenin tek başına işin yapıldığını, ispata yeterli olmadığını, davalının icra takip dosyasına sunduğu itirazında işin davacı tarafından yapıldığını kabul etmediğini, davalının işin Fikri Dede tarafından yapıldığını ve ödemelerin de bu kişiye yapıldığını kabul ettiğini, ancak davacının işin kendisi tarafından yapıldığını ispat edemediği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Taraflar arasında akdedilen 01.08.2016 tarihli Ağrı Şehir Ormanı içerisinde bulunan spor alanları ve çocuk parklarının zeminine kauçuk zemin kaplama yapılması işi konulu sözleşme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Sözleşmeye göre davacının taşeron, davalının ise yüklenici olduğu ve sözleşmenin birim fiyatlı olarak imzalandığı anlaşılmıştır.
Sözleşme feshedilmediği gibi davalı yüklenicinin, davacı taşeronun işi bırakıp gittiğine dair bir tutanağı veya yaptırdığı delil tespiti de bulunmamaktadır.
2-Davacının delil olarak sunduğu Van 1. İcra Dairesinin 2017/7801 sayılı dosyasında davalı vekilinin sunduğu takibe itiraz dilekçesinde ‘’ ...Sözleşmenin gereği bu kişinin adi ortağı olan Fikri DEDE adlı şahıs ile yerine getirilmiş olup, bu işten kaynaklı tüm ödemeler ....’ye yapılmış olup, müvekkilin bu işten kaynaklı hiçbir borcu bulunmamaktadır’’ beyanına yer vererek sözleşmede kararlaştırılan işin yapıldığını kabul ettiğini, ancak davacı lehine olan karinenin aksini, işin dava dışı üçüncü kişi tarafından yapıldığını iddia ettiği anlaşılmıştır.
3-Mahkemece, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin kabulü dosya kapsamı ile uyuşmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir. Nitekim; Dairemizin istikrar bulmuş içtihatlarında kabul edildiği üzere, bir sözleşme fesih ya da başka bir nedenle ortadan kaldırılmadıkça, o sözleşme kapsamında kalan işlerin, o sözleşmenin yüklenicisi tarafından yapıldığı kabul edilir. Ancak, sözleşme feshedilmiş ve işin üçüncü kişiye yaptırıldığı ileri sürülmüşse, bu kez karine, üçüncü kişi yararına oluşmaktadır. Elbette, her iki durumda da, bu karinelerin aksini ileri süren tarafın, bu savunmasını kanıtlanması mümkündür. Somut olayda davacı, sözleşme kapsamındaki işleri bitirerek teslim ettiğini iddia etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme feshedilmeyip ayakta kaldığından bu sözleşmeler kapsamında kalan işlerin tümüyle davacı taşeron tarafından ifa edildiği karine olarak kabul edilir. Bu karinenin aksini savunan davalı yüklenici, bu savunmasını yasal delillerle ispatlaması gerekir,
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, davacı lehine olan karinenin aksini iddia eden davalıya, işin başkası tarafından yapıldığının ispatına yönelik sunduğu deliller ile beyanda bulunmak üzere süre vermek, davacı lehine olan karinenin aksinin ispatı halinde davanın reddine, karinenin aksinin ispatlanamaması halinde ise davanın kabulüne karar vermekten ibaret iken, dosya kapsamına uymayan gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davacı yararına bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1., 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
bozma kararı istinaf başvurunun esastan reddi kararına ilişkin olduğundan HMK 373/1. maddesi gereğince bozma kararı doğrultusunda yeniden karar verilmek üzere dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.11.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.