10. Hukuk Dairesi 2014/25702 E. , 2016/4055 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı SGK Başkanlığı vekili ile davalı ... ............. ve Ticaret Ltd. Şti. vekilinin tüm, davalı ...’ın ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davalı işveren ....... Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’ne ait işyerinde 25.08.2009 günü gerçekleşen iş kazasında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalı ...’a bağlanan gelir nedeniyle uğranılan davacı Kurum zararının işverenden rücuan alınması için işbu davanın açıldığı, ilk oturumda sigortalının meslekte kazanma gücü kayıp oranına işveren vekilince itiraz edilmesi üzerine mahkemece, hak alanını ilgilendirdiği gerekçesiyle sigortalının kendiliğinden davaya katılımına karar verilip gerekli tebligat yapıldıktan sonra “davalı” konumuna getirildiği, sonrasında sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti yönünde farklı davayla yargıya başvurması için mahkemece tanınan kesin süreye ve başvurmadığı takdirde itirazdan vazgeçmiş sayılacağı uyarısına karşın anılan davanın işverence açılmadığı, yargılama aşamasında düzenlenen bilirkişi raporuyla, kazanın oluşumunda davalı işverenin %60, davalı sigortalının %40 oranında kusurlu, hazırlanan hesap raporuyla sigortalının gerçek zararının, gelirin ilk peşin sermaye değerinden fazla olduğunun belirlendiği anlaşılmakta olup, söz konusu raporlar esas alınarak karar verilmiştir.
İş kazası ve meslek hastalıkları ile hastalık sigortası kapsamında Kurumca açılacak rücuan tazminat davalarının yasal dayanakları 5510 sayılı Kanunun 21. ve 76. maddeleridir. Gelirler ve geçici iş göremezlik ödenekleri yönünden 21. maddenin 1. fıkrasında, sigortalıya veya hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının Kurumca, kasıtlı veya kusurlu davranışı saptanan işverene ödettirileceği, 4. fıkrasında, kusurlu davranışıyla zarara sebep olan üçüncü kişilere ve bunları çalıştıranlara rücû edileceği bildirilmiştir.
Sağlık hizmeti giderlerine ilişkin 76. maddenin 4. fıkrasında ise Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderlerinin kasıtlı veya kusurlu işverene tazmin ettirileceği, son fıkrasında, kastı veya suç sayılır davranışı ya da kusuru nedeniyle Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına sebep olan üçüncü kişilere, sağlık hizmeti giderlerinin tazmin ettirileceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “ihbar” kurumunun düzenlendiği 61. maddesinde, taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği, 62. maddesinde, dava kendisine ihbar edilen kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabileceği belirtildikten sonra 65. maddede asli, 66 – 69. maddelerde fer’î müdahale hükümlerine yer verilmiştir.
65. maddede, bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişinin, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabileceği, asli müdahale davası ile asıl yargılamanın birlikte yürütüleceği ve karara bağlanacağı açıklanmış, 66. maddede, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği, 67. maddede, müdahale isteminde bulunan üçüncü kişinin, yanında katılmak istediği tarafı, müdahale sebebini ve bunun dayanaklarını belirten bir dilekçeyle mahkemeye başvuracağı, müdahale dilekçesinin, davanın taraflarına tebliğ edileceği, mahkemenin, gerekirse taraflarla birlikte üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet edeceği, gelmeseler dahi müdahale istemi hakkında karar vereceği, 68. maddede, müdahale isteminin kabulü durumunda müdahilin, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebileceği, müdahilin, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma araçlarını ileri sürebileceği, onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği, mahkemece, katıldığı noktadan itibaren, taraflara bildirilen işlemlerin müdahile de tebliğ edileceği, 69. maddede, müdahilin de yer aldığı asıl davada hükmün taraflar hakkında verileceği bildirilmiştir. Ayrıca 328. maddede, fer’î müdahil olarak davada yer alan kimsenin, yanında katıldığı taraf haksız çıkarsa, yalnızca fer’î müdahale giderinden sorumlu tutulacağı, aksi durumda bu giderlerin diğer tarafa yükletileceği, ancak, hüküm üçüncü kişinin katıldığı taraf yararına verilmiş olsa bile, lehine hükmolunan tarafın hâl ve davranışı, üçüncü kişinin davaya katılmasını gerektirmişse, müdahale giderinin tamamı veya bir kısmının, lehine hüküm verilen tarafa yükletilebileceği öngörülmüştür.
Anlaşılacağı üzere 5510 sayılı Kanunun 21/1. ve 76/4. maddelerinde işverenin, 21/4. ve 76/son maddelerinde üçüncü kişinin rücu alacağından sorumlulukları düzenlenmiş olup, bu maddelere göre açılan rücuan tazminat davalarında işveren ile üçüncü kişi arasında müteselsil borçluluk ilişkisi bulunmaktadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalarak anılan Kanun hükümleri gereğince Kuruma yüklenen görev çerçevesinde sosyal sigorta yardımlarından hak olarak faydalanan sigortalıya ise bu tür davalarda husumet yöneltilmesi veya sigortalının davalı taraf olarak davaya katılımının sağlanması, başka anlatımla kendisine yapılan yardımların geri istenmesi olanaksızdır. Bununla birlikte, eldeki davada olduğu gibi meslekte kazanma gücü kayıp oranına işveren itirazının söz konusu bulunduğu durumlarda sigortalının fer’î müdahil olarak davada yer alması mümkün ise de bunun yöntemi değinilen maddelerde açıklanmış olup başvuru (istem) olmaksızın mahkemece kendiliğinden fer’î müdahillik kararı verilemeyeceği belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, sigortalının kendiliğinden davaya katılımı sağlanıp davalı konumuna getirildikten sonra hakkında aleyhine hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ...’ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davalı ...’a geri verilmesine, 24.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.