Esas No: 2014/8673
Karar No: 2015/2031
Karar Tarihi: 25.03.2015
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/8673 Esas 2015/2031 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar .......... ve ............ Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ............. Köyü 106 ada 1 ve 102 (yeni 156) ada 1 parsel sayılı sırasıyla 1142710.75 m2 ve 583750,78 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, orman niteliği ile belgesizden .......... adına, 108 ada 1 parsel sayılı 68765,67 m² yüzölçümündeki taşınmaz, ham toprak ile belgesizden .......... adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Asıl dosya davacısı ..., tapuda kendi adına kayıtlı 53 ada 4, 12, 44 ve 63 ada 1 parsel sayılı taşınmazların, orman olarak tescil edildiğini ileri sürerek, bu kısımların tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Birleştirilen 2009/88 E. sayılı dosya davacısı ..., tapuda muris babası...... adına ka.yıtlı 53 ada 45 ve 48 parsel sayılı taşınmazların, 106 ada 1 sayılı orman parseli içinde kaldığını ileri sürerek, bu kısımların tapu kaydının iptali ile 48 parsel numaralı taşınmazın adına, 53 parsel numaralı taşınmazların kendi ve kardeşi ........ adlarına tescili istemiyle dava açmıştır.
Birleştirilen 2009/89 E. sayılı dosya davacısı ..., tapuda muris babası ...... adına kayıtlı 53 ada 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazların, 106 ada 1 orman parseli içinde kaldığını ileri sürerek, bu kısımların tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Birleştirilen 2011/5 E. sayılı dosya davacısı ........, tapuda murisi ....... adına kayıtlı 53 ada 41 parsel sayılı taşınmazın, 106 ada 1 orman parseli içinde kaldığını ileri sürerek, bu kısmın tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Birleştirilen 2011/2 E. sayılı dosya davacısı ..., tapuda adına kayıtlı 53 ada 77 parsel sayılı taşınmazın, 106 ada 1 orman parseli içinde kaldığını ileri sürerek, bu kısmın tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, birleştirilen 2011/5 E. sayılı dosyada (birleştirme kararı verilmeden önce) davacı ........ tarafından açılan davanın kabulüne ve dava konusu parselin krokide (A) harfi ile gösterilen 22824.52 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı ........ adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 16.09.2010 gün ve 2010/11304 -10746 sayılı kararı ile;
“Eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmelidir. Böylesine yapılan bir araştırma sonucu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılması halinde, 13/07/1945 tarihinde yürürlüğü geçen 4785 sayılı Kanunun l. maddesi gereğince tapu kaydının yasal değerinin olmayacağı, ormanlar tevzii, iskan ve başka bir suretle kişiler adına özel mülk olarak tescil edilemeyeceği düşünülmeli, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu sonucuna varılırsa, bu tutanaklar davacıların dayanağı tapu kaydı yerine uygulanmalı, tapu kaydı kapsamı 3402 sayılı Kanunun 20/a maddesi gereğince belirlenmesi gerekeceği düşünülerek, sözü edilen tapu kaydı dayanağı haritada komşu parsellerle birlikte kadastro paftası üzerine, dayanak haritada belirtilen yol ve derelerden yararlanarak uygulanmak suretiyle kapsamı dayanak haritaya göre belirlenmeli, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, dağılımı saptanarak bilirkişi raporunda gösterilmeli, ayrıca bilirkişilere dava konusu edilen her taşınmazın tüm yönlerinden renkli fotoğrafları çektirilerek rapora eklenmeli, bundan sonra toplanacak tüm delillerle birlikte değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmeli ” denilerek bozulmuştur.
Mahkemece, birleştirilen 2011/2 E. sayılı dosyada (birleştirme kararı verilmeden önce) davacı ... tarafından açılan davanın kabulüne ve dava konusu parselin krokide (B) harfi ile gösterilen 12014,42 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ............ Yönetimi ve .......... tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 16.09.2010 gün ve 2010/11311-10749 sayılı kararı ile;
“Eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmelidir. Böylesine yapılan bir araştırma sonucu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılması halinde, 13/07/1945 tarihinde yürürlüğü geçen 4785 sayılı Kanunun l. maddesi gereğince tapu kaydının yasal değerinin olmayacağı, ormanlar tevzii, iskan ve başka bir suretle kişiler adına özel mülk olarak tescil edilemeyeceği düşünülmeli, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu sonucuna varılırsa, bu tutanaklar davacıların dayanağı tapu kaydı yerine uygulanmalı, tapu kaydı kapsamı 3402 sayılı Kanunun 20/a. maddesi gereğince belirlenmesi gerekeceği düşünülerek, sözü edilen tapu kaydı dayanağı haritada komşu parsellerle birlikte kadastro paftası üzerine, dayanak haritada belirtilen yol ve derelerden yararlanarak uygulanmak suretiyle kapsamı dayanak haritaya göre belirlenmeli, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, dağılımı saptanarak bilirkişi raporunda gösterilmeli, ayrıca, bilirkişilere dava konusu edilen her taşınmazın tüm yönlerinden renkli fotoğrafları çektirilerek rapora eklenmeli, bundan sonra toplanacak tüm delillerle birlikte değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmelidir.” denilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararlarına uyulduktan sonra yukarda bahsedilen dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, davacı ..."ın dayanak eski tapu kayıtları olan 53 ada 4, 12 ve 44 parsel sayılı taşınrmazlara yönelik tapu iptali ve tescil davasının reddine, davacı ..."ın dayanak eski tapu kayıdı olan 63 ada 1 parsel sayılı taşınrmaza yönelik tapu iptali ve tescil davasının kabulü ile; dava konusu 102 ada 1 ve 108 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile (A) ve (B) harfleri ile gösterilen toplam 3427,80 m²"lik kısmın tarla vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 102 ada 1 parselde geri kalan kısmın orman vasfıyla, 108 ada 1 parselde geri kalan kısmın ham toprak vasfıyla .......... adına tapuya kayıt ve tesciline, diğer davaların reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından 102 ada 1 nolu parselin (A) harfli bölümüne yönelik ve davalı .......... tarafından 102 ada 1 nolu parselin (A) ve 108 ada 1 nolu parselin (B) harfli bölümlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydına dayalı 10 yıllık süre içinde açılan orman sınırlamasına itiraza ve tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı içinde bırakılmıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, incelenen dosya kapsamına, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir. Şöyle ki; davacı ..."ın dayandığı 63 ada 1 nolu tapu kaydının tescil krokisinin yapılan keşifte zemine uygulanmadığı, orman bilirkişisinin keşifte uygulanan memleket haritasında taşınmazların açık alanda kaldığını belirtmesi ve dayanak hava fotografını raporunda kullanmayarak denetime elverişli olmayan ve eksik bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle davacının dayandığı tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileri ile tescil dosyası aslı ve kadastro sırasında revizyon gördüğü parsellerle birlikte getirtilip, halen ............ ve .... İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı bilirkişi marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; davacıların dayanağı tapu kaydı ve dayanağı tescil krokisi ile komşu parsellerin dayanaklarını teşkil eden tapu kayıtlarıyla birlikte uygulanmalı; hudutların birbirlerini ne okuduğu denetlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 20/A maddesine göre, “kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar” olunacağından, çekişmeli taşınmazların tescil krokisi ve tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı, plan ve krokinin fennî sıhhate haiz olup olmadığı, çekişmeli taşınmazlar ile örtüşüp örtüşmediği uygulama sonunda raporda tartışılmalı; tapunun dayanağı olan tescil davasında .......... ve ............ Yönetiminin taraf olup olmadığı da dikkate alınarak taraf ise ve tapu çekişmeli taşınmazları kapsıyor ise, kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı tartışılmalı, keşif ve uygulama bilirkişilerinin düzenleyecekleri müşterek krokiye ayrı ayrı renklerle yansıtılmalı; yapılacak araştırma sonucunda, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, davacılar tarafından dayanılan tapu kaydının hukukî değerini koruyup korumadığı da tartışılmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı dışında kalıp davacının zilyetliğe dayandığı taşınmazlar yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; taşınmazların ne kadar zamandır boş vaziyette olup kullanılmadığı yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle tesbit edilmeli, taşınmazların öncesinde ne şekilde tasarruf edildiği ayrıntılı biçimde açıklattırılmalı, taşınmazlar üzerinde taraflar yararına zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, taşınmazların taksim, hibe veya satış yoluyla taraflardan birine müşterek muris tarafından verilip verilmediği hususu araştırılmalı, uzman ziraat mühendisi bilirkişiden; taşınmazların niteliği hususunda, komşu parsellerin toprak yapısı da mukayese edilmek suretiyle, taşınmazların toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazlarda zilyetlik koşulları oluşmuş ve iradi terk söz konusu değil ise, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri nazara alınmak suretiyle sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle; davalılar ............ Yönetimi ve .........."nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 25/03/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.