23. Hukuk Dairesi 2017/2447 E. , 2020/2901 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif ortaklığından çıkarma kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatifin bir icra dosyasına olan borcunun ödenmesi için üyelerden 11.08.2014 tarihinde 5.000,00 TL nakit ve 05.09.2014 tarihinden başlamak üzere senetler verilmesinin kararlaştırıldığını, kooperatif yönetim kuruluna güveni bulunmayan müvekkilinin senet vermeyi kabul etmediğini, müvekkiline usulsüz ihtarnameler gönderilerek sözü geçen paraların ödenmesinin ve senetlerin verilmesinin istenildiğini, Kooperatifler Kanununda aidat ödemelerinin nakit yapılmasının ön görüldüğünü, bono veya başka bir yöntemle ödeme yapılacağına ilişkin bir hüküm olmadığını, müvekkiline tebliğ edilmiş bir ihraç kararı olmadığını, müvekkilinin ihraç kararını davalı kooperatif tarafından aleyhine açılan Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi" nin 2016/636 Esas sayılı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil dava dosyası ile öğrendiğini ileri sürerek usulsüz ihtarnamelere dayalı olarak yönetim kurulunun 27.03.2015 tarih ve 3 sayılı kararı ile verdiği müvekkilinin üyelikten ihracına dair kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, noter ihtarnameleri yoluyla ihraçtan haberdar olan davacının davasını 3 aylık hak düşürücü süreden sonra açtığını, diğer üyeler gibi davacının da kooperatif kararına uymak zorunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yönetim kurulunun davacı hakkındaki ihraç kararının kooperatif genel kurulunun 22.05.2016 tarihli toplantısında resen görüşülerek onaylandığı, bu genel kurul kararına karşı da bir aylık hak düşürücü süre içerisinde 16.06.2016 tarihinde açılan davanın yasal süresinde açıldığı, yönetim kurulunun aidat belirleme görevi olmadığı gibi davalı kooperatif tarafından davacıya ilkinde üç gün süreli, ikincisinde on gün süreli ve detaylandırılmamış bir şekilde gönderilen ihtarnamelerin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı kooperatifin yönetim kurulunun 27.03.2015 tarih 3 sayılı kararı ve 22.05.2016 tarihli genel kurulun 6. maddesi ile davacı ..." ın üyelikten ihracı ile ilgili kararların iptaline karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Ankara BAM 23. Hukuk Dairesi tarafından yapılan incelemede ihraç kararı en başta yönetim kurulu tarafından verilmiş ve işbu karar davaya konu edilmiş ise de dava açıldıktan sonra davalı kooperatifin 22.05.2016 tarihli genel kurulunda da bu konu görüşülüp davacı hakkındaki ihraç kararı onaylandığından davanın, artık genel kurul kararının iptali davası olarak ele alınıp, bu çerçevede sonuçlandırılması zorunluluğu bulunduğu gerekçesiyle usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararını, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davalı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 12.10.2020 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.