Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları M."in mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak 25 parsel sayılı taşınmazını oğlu H. H."in bacanağı olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek tapu iptal ve miras payı oranında tescil isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece ilkin davanın kabul edilmiş olmasının doğru olduğu ancak yargılama aşamasında harç ikmali yapılmadığından davalının dava dilekçesinin de belirtilen değer üzerinden miras payı oranında vekalet ücretinden sorumlu tutulması ve harcından miras payı oranında hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, davalının karar düzeltme istemi üzerine bu kez dilekçeye ekli ibraz edilen " ibradır" başlıklı belgenin dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek değişik bozma yapılmış ,hükmüne uyulan bozma uyarınca yapılan araştırma vedeğerlendirme sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.3.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Engin Şafak geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vs. vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . ...tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan Daire bozma kararı doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle miras bırakanın yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenerek davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen davalının temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine. Ancak, dava dilekçesinde üç parça taşınmaz için istekte bulunulmuş ve dava değeri olarak 20.000 YTL. gösterilmiştir.Yargılama sırasında elde bırakılan çekişme konusu parsel dışındaki parseller bakımından tefrik kararı verilerek buna ilişkin dava ayrılmış ve eldeki dava 25 parsele hasredilmiştir. Oysa mahkemece, çekişme konusu taşınmazın değeri keşfen belirlenmekle beraber yargılama aşamasında tespit edilen değer üzerinden harç ikmali yapılmamıştır. Öyle ise, davacı lehine bu konuda gerçekleşen kazanılmış hak olgusu sebebiyle dava dilekçesinde gösterilen 20.000 YTL"nin ne miktarının dava konusu taşınmaza ilişkin bulunduğu davacıya açıklattırılarak belirlenecek değer üzerinden kabul kapsamına alınan paya tekabül eden miktarlarla bağlantılı olarak davacılar ayararına avukatlık ücreti takdir ve tayini gerekirken, yazılı olduğu üzere hükümle tamamlanan harç dikkate alınmak suretiyle fazla avukatlık ücretinin tayin edilmiş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.