Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, maliki bulunduğu 1 parsel sayılı taşınmaza davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, oysa taşınmazın satıştan önce dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğünce kamulaştırılmış olduğunu sonradan öğrendiklerini, bu durumda satışın kamulaştırma yasasının 31/b bendi uyarınca geçersiz olduğunu, satış bedeli ile kamulaştırma bedeli arasında fark da bulunduğu günü , değerli taşınmazın hata sonucu düşük bedelle satıldığını ileri sürerek satış bedelin iadesi koşuluyla tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.3.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden TMSF.vekili Avukat Ö.M.ile temyiz edilen vekili Avukat T.Ç. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . ..tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR-
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1 parsel sayılı taşınmazın .....Turizm A.Ş. ait, iken,borcundan dolayı 17.1.2002 tarihinde Pamukbank"a geçtiği ve ondan da 19.6.2003 tarihinde davacı TMSF"ye intikal ettiği ve sicil kaydının TMSF üzerinde iken ve anılan korumca taşınmazın ihaleyle satışa çıkartıldığı ve 17.6.2004 tarihinde ihalenin davalı şirket üzerinde kaldığı, bedelin bir kısmının ödenmemesi sebebiyle, davacı ile davalı şirket arasında yapılan protokol ile bakiye borcun ödenmesinin bir plana bağlandığı ve borç ödendikten sonra da taşınmazın sicil kaydının 13.7.2005 tarihinde davalı şirkete devredildiği ve onun adına bu tarihte tescil işleminin yapıldığı, oysa anılan taşınmazla ilgili olarak alınan kamu yararı kararı uyarınca taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildiği ve 19.4.2002 tarihinde kamulaştırma işlemlerine başlanıldığı ve 29.11.2004 tarihli 2004/8177 sayılı Bakanlar Kurulu Kararınca Karadeniz Sahil yolunun tamamlanabilmesi amacıyla Karayolları Genel Müdürlüğünce, yapılacak kamulaştırmalarda 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 27.maddesinin uygulanmasına ilişkin, kararın yürürlüğe konulması öngörülüp, bununla ilgili olarak 24.2.2005 tarihinde taşınmazın çap kaydına kamulaştırma şerhi düşürüldüğü ve 27.6.2005 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından Kamulaştırma Kanununun 27.maddesi hükmü uyarınca taşınmazın değerinin tespiti ve idarece taşınmaza acele el konulmasına ilişkin açılan Giresun 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/385 Esas 471 Karar sayılı dava dosyasında 11.7.2005 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği ve taşınmazın tespit edilen değerinin Karayolları tarafından TMSF"nin hesabına yatırıldığı, 13.7.2005 tarihinde de ihaleyle satış sebebiyle davalı şirket adına tescil edildiği, bu defa taşınmazın sicil kaydı şirket adına intikal etmesi nedeniyle, şirket tarafından kamulaştırma bedelini alan TMSF.aleyhine istirdat davası açıldığı, davanın kabul edilmek suretiyle derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, yapılan kamulaştırma işleminin ve buna ilişkin kamulaştırma değerinin 27.6.2005 tarihinde açılan dava sonucu saptandığı kuşkusuzdur. Oysa, Kamulaştırma Kanununun 4650 Sayılı Yasa ile değişik 31/b fıkrasında "mahkemece 10.md.uyarınca yapılan tebligat, davet veya ilanen tebliğden sonra taşınmaz malın başkasına devir ve ferağ veya temliki"nin yasak olduğu hükme bağlanmıştır.
Buna göre anılan düzenlemenin öngördüğü yasağın 27.6.2005 tarihinde açılan dava sırasındaki yapılacak işlemlerle bağlantılı bulunduğu tartışmasız olup, hukuki mesnedinin de 2942 Sayılı Yasanın 27.maddesi olacağı kuşkusuzdur.
Öyle ise, taşınmaza ait sicil kaydının davalı şirkete devir tarihinden önce, anılan dava açıldığına göre, ve 2942 Sayılı Yasanın 10.maddesi hükmü uyarınca yapılacak tebligatların bu dava kapsamında ve sürecinde olduğu gözetildiğinde sonradan yapılan sicil kaydının intikali ve davalı adına tescili işleminin yolsuz tescil niteliğinde olacağı şüphesizdir.
Öte yandan, Karayolları tarafından kamulaştırma bedeli yatırıldıktan sonra davalı şirketin de davada yer aldığı TMSF"nin huzuruyla görülen tescil davası sırasında kamulaştırma yapan idarenin taşınmazın bir kısmı yönünden kamulaştırmadan vazgeçildiği ve taşınmazın 3556 m2 lik bölümü bakımından tescil istediği mahkemece de, anılan bu miktardaki kısmın 1 nolu parselden ifraz edilerek "yol" niteliği ile sicilden terkin edilmesine karar verildiği bakiye kısmın davalı şirket üzerinde bırakıldığı ve anılan kararında derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği ve ayrıca Hazine tarafından davalı üzerinde bırakılan mütabaki bölümün 3621 Sayılı Yasanın 4.maddesinde tarifi yapılan kıyıda kaldığına dair açmış olduğu davanın kısmen kabul edilerek bir kısmının da böylece kıyıya terkin edildiği ve kalan bölümün şirket üzerinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
O halde, tapu kaydı iptali istenilen yerin davalı şirket üzerinde kalan bölümüyle sınırlı olacağı açıktır.
Nevarki, taşınmazın kamulaştırmadan önceki durumu itibariyle sicil kaydının iptali ve tescili istenildiğine göre, kamulaştırmayı yapan Karayolları Genel Müdürlüğünün davada yer alması zorunludur.
Ancak, davada Karayolları Genel Müdürlüğü yer almadığına göre, mahkemece işin esası bakımından kurulan hükmün doğru olduğu söylenemez.
Hal böyle olunca, öncelikle taraf teşkili açısından Karayolları Genel Müdürlüğünün davada yer almasının sağlanması, ondan sonra yukarda değinilen ilkeler de gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 17.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.