Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2021/12956 Esas 2022/1191 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Demirayak
SUÇLAR : Kasten öldürmeye teşebbüs, nitelikli tehdit, tehdit, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme, hakaret, 6136 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜMLER : 1) ...3. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/06/2016
tarih ve 2015/167 Esas - 2016/223 Karar sayılı
kararıyla; sanık ... hakkında;
a- ... ve ...'a karşı
nitelikli tehdit suçundan TCK’nin 106/2-a, 43/1, 29,
62, 51, 53. maddeleri gereğince 1 yıl 4 ay 20 gün
hapis cezasına,
b- ...'a karşı kasten öldürmeye
teşebbüs suçundan TCK’nin 37/1, 81/1, 35/1-2, 29,
62, 53. maddeleri gereğince 5 yıl 3 ay 10 gün hapis
cezasına,
c- ...'a karşı kasten öldürmeye
teşebbüs suçundan TCK’nin 37/1, 81/1, 35/1-2, 29,
62, 53. maddeleri gereğince 5 yıl hapis cezası ile
cezalandırılmasına dair kararı.
2) Yargıtay 1. Ceza Dairemizin 08.06.2021 tarih ve
... Karar sayılı hükmün
onanmasına dair kararı.
TEMYİZ EDENLER : Katılan sanık ... ve sanık ...
Sandal müdafii, katılan sanık ... ve
katılan sanık ... müdafileri,
Cumhuriyet Savcısı.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Dairemizin 08.06.2021 tarih ve... Karar sayılı hükümlerin onanması ilamına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 26.11.2021 tarih sayılı itiraznamesi ile;
Sanık ... hakkında katılan sanık ...'a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı TCK'nin 37, 81, 35, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası, katılan sanık ...'a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı TCK'nin 37, 81, 35, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 5 yıl 3 ay 10 gün hapis cezası, nitelikli tehdit suçundan 5237 sayılı TCK'nin 106/2.a, 43/1, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair ...3. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/06/2016 tarih ve 2015/167 Esas - 2016/223 Karar sayılı kararının, sanık ... müdafii, katılan sanıklar ... ve ... müdafileri ve Cumhuriyet Savcısı tarafından temyizi üzerine, yapılan incelemede, Dairemizin 08.06.2021 tarih ve... Karar sayılı kararı ile hükümlerin onanmasına karar verildiği,
Dairemizin onama yönündeki kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 26.11.2021 tarihinde "Ceza mahkemelerinin gerekçeli şekilde yazılan gerek mahkumiyet gerekse beraat kararlarında bulunması gereken hususlar CMK 230. maddede ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Tarafların iddia ve savunmaları, bunların dayandırıldığı ve mahkemenin toplamış olduğu deliller, reddedilen ya da üstün görülen kanıtlar ve reddedilme - üstün görülme sebepleri, suçu oluşturan fiil, uygulanacak hukuk, cezayı ağırlaştıran veya hafifleten nedenler gibi hususlardır. Diğer taraftan şunu da belirtmek gerekir ki Yargıtay Ceza Genel Kurulu" gerekçenin dosyada bulunan bilgi ve belgeleri değerlendirecek şekilde yasal, geçerli ve yeterli olması gerektiğini kararlarında özellikle belirtmiştir.
Gerekçeli kararın denetimin yapılabilmesi, tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasına bir yerde adaletin sağlandığı konusunda ikna edilmesi ve kanun yollarına başvurma konusunda tutumlarını belirleme açısından önemli bir işlev görür.
Bu genel açıklama sonrası dosya incelediğinde;
Sanık ... aşamalarda değişmez savunmalarında sanık ...'a ait iş yerine gittiğini ancak silahla ateş etmesinin söz konusu olmadığını ortamı yatıştırmaya çalıştığını beyan etmektedir. Bu beyan gerek sanık ... gerek olay yerine yakın iş yerleri olan ..., ..., ...'ın ifadeleri ile desteklenmiş keza ... da kum parası almaya giderken 30 metre kala duyduğu silah sesleri üzerine geri döndüğünü olayın oluş şeklini görmediğini beyan etmektedir. Sanık ...'a ait iş yerinde bir defaya mahsus silahla ateş edilmesi olduğu onunda sanıklar ... ve ...'nın iş yerini basıp tüfekle iş yeri içerisinde zarar vermeleri şeklinde gerçekleşen olayda olmuştur. Tanık...'in duyduğu silah sesleri de bu sesler olduğu açıktır. Olay yeri incelenmesinde tabanca ile ateş edildiğine dair boş kovan mermi çekirdeği ya da isabet almış bir yer olduğuna dair bir belge de dosyada mevcut olmayıp Cumhuriyet savcısı bu konuda beraat mütalaasında bulunmasına rağmen hangi gerekçe ile sanığın tabanca ile ateş ettiği sonucuna varıldığı izahtan yoksundur. Sanık kardeşlerin beyanları üstün tutulmuşsa onlar beyanlarında sanık ...'nin hakaretlerine maruz kaldıklarını belirtmelerine rağmen hakaret suçundan beraat kararı verilirken gerekçesiz silahla tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilmesi yasal ve yerinde görülmemiştir.
2- Sanık ...'un iş yerinin basılıp silahla zarar verildiğini öğrenmesi üzerine inkar edilmekle birlikte sanık ...'ye ait aracı alıp yanında da Abdi olduğu halde sanık kardeşlerin geçeceği yolda beklemeye başladığı arabadan inmiş vaziyette elinde tabanca olduğu halde sanık kardeşlerin içerisinde olduğu araç geçerken 6 el ateş ettiği sırada ileride ve ana yoldan 5 metre içeride tali yola park edilmiş arabanın içerisinde şoför koltuğunun sağındaki koltukta oturmakta olan Abdi'nin görülmüş olması nedeniyle müşterek fail olarak yargılanıp neticede gerek iddianamede gerek esas hakkındaki mütalaada yardım eden olarak cezalandırılması talep edilmiş iken mahkemece müşterek fail olarak cezalandırılmıştır.
TCK 37. maddesinde tanımlanan müşterek faillikte birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde ortak hakimiyet kurulması gerekmektedir. Müşterek hakimiyetin kurulup kurulmadığının tayininde madde gerekçesinde de belirtildiği gibi suçun icrasındaki rol dağılımları ve suçun işlenişine bulunulan katkının arz ettiği önem, zaruret göz önünde bulundurulacaktır. Bu durumda fiilin icrası veya sonuçsuz kalması ortak faillerden her birinin elinde bulunmaktadır. Buna göre suçun icrasına bulunulan katkı, suçun başarıyla işlenmesi açısından zorunluluk arz ediyorsa bu suç ortağı müşterek fail olarak kabul edilir. Öyle ki suçun işlenişine bulunulan her bir müşterek katkı fiilin başarıyla tamamlanması açısından gereklilik arz ettiği gibi bu müşterek katkılardan herhangi birinin vazgeçilmesi fiilin gerçekleşmeme, sonuçsuz kalma tehlikesine maruz bırakır.
Bu genel açıklamalar karşısında olay değerlendirildiğinde; sanık ... arkadaşı Coşkun'un isteği üzerine ona arabayı verdiğini kendisinin bir başka araçla evine gittiğini belirtmekte ise de arabada unuttum dediği cep telefonu ile görüşme yaptığının HTS raporu ile tespit edilmiş olması karşısında bu savunmaya itibar edilmemiş arabasını sanık ...'a vermekle birlikte onunla olay yerine gitmişse de asli failin ateş ederken onunda ateş etme, arabanın hızını kesecek hareketlerde bulunma ya da en azından sanık ...'un yanında durup karşıya korku salma, faile cesaret verme gibi bir katkısı olmadığı, ateş edilen mıntıkanın ilerisinde tali yolda ana yola 5 metre mesafede park etmiş arabanın içerisinde oturmasının fiile nasıl bir ortak hakimiyet kurduğu dolayısıyla müşterek fail olduğu anlatılamaz. Sanığın eylemi arabasını asli faile vermek ve yanında giderek olay öncesi belki ona moral vermek olarak nitelendirilebilir. Bu tespitler karşısında sanığın eyleminin ancak suça yardım eden olarak değerlendirilmesi gerekirken müşterek fail olarak kabul edilip buna göre ceza tayini adalet ve hakkaniyet anlayışına uygun düşmeyecektir." gerekçeleri gösterilmek suretiyle itiraz yoluna başvurulduğu anlaşılmakla,
05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 99. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nin 308. maddesine eklenen 2 ve 3. bentler ile aynı Kanun'un 101. maddesi gereğince dosyanın itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dairemizce verilen hükümlerin onanmasına ilişkin kararı usul ve yasaya uygun olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16/02/2022 gününde oy birliği ile karar verildi.