Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/513
Karar No: 2019/1501

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/513 Esas 2019/1501 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2018/513 E.  ,  2019/1501 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... vekili ile ... Yapı Turizm Gıda San ve Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, davalıların mimari projeye aykırı ortak alanlara müdahalesinin önlenmesi ve eski hale getirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine Kapatılan 18. Hukuk Dairesinin 09.03.2016 gün ve 2015/23216 E. - 2016/4072 K. sayılı ilamı ile “Mahkemece, müdahalenin önlenmesine ve eski hale getirilmesine karar verilen hususların 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düşünülmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde, 2 adet bodrum kattaki ortak alanlara müdahalenin önlenmesi ile projeye uygun eski hale getirilmesi şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün bozulmasına” karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, “Davacının ortak yere müdahalenin önlenmesi davasının kabulü ile, davalı tarafın "... Mah. H... adresinde bulunan ve tapunun İstanbul ili, ... ilçesi, 47 pafta, 2267 ada 24 sayılı parselinde kain kat irtifakının... apartmanında bulunan 2. bodrum katta 2 nolu dükkanın eklentisine, apartman ortak yeri olan bahçe, kömürlük, kazan dairesine eklenerek kullanılması şeklindeki müdahalesinin önlenmesine, yapının projeye uygun hale getirilmesine, bu hususta işlemi yapmak üzere karar kesinleştikten sonra davalı tarafa (1) aylık süre verilmesine” karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ile davalı ... Yapı Turizm Gıda San ve Tic.Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1) Davalı ... vekilinin temyizi yönünden:
    Mahkeme kararı davalı vekiline 06.11.2017 tebliğ edilmiş olup, temyiz harcı 20.11.2017 tarihinde yatırılmış ve temyiz dilekçesi de 20.11.2017 tarihinde verilmiştir. Bu durumda HUMK"nın 437. maddesi hükmünde öngörülen 8 günlük temyiz süresi geçmiş bulunduğundan, 01.06.1990 gün ve 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE,
    2) Davalı ... Yapı Turizm Gıda San ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyizi bakımından:
    Mahkemece, bozma kararına uyulmuş ise de gereği yerine getirilmemiştir. Gerekçeli kararda, yeniden bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle gerekli incelemeler yapılarak davanın kabulüne karar verildiği belirtilmiş ise de; ek bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece, “2. bodrum katta 2 nolu dükkanın eklentisine, apartman ortak yeri olan bahçe, kömürlük, kazan dairesine eklenerek kullanılması şeklindeki müdahalesinin önlenmesine, yapının
    projeye uygun hale getirilmesine” karar verilmiş, ancak alınan ek bilirkişi raporunda bahçe alanı dışındaki yerler ile ilgili bir inceleme yapılmadığı, müdahale edilen yerlerin krokiye bağlanmadığı, ayrıca dosya içerisindeki diğer bilirkişi raporunda bahçeye müdahale edilen alanın farklı olduğu, aradaki çelişkinin giderilmediği ve hüküm yerinde eski hale getirilmesine karar verilen hususların neler olduğu açıkça gösterilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesinin ikinci fıkrasına göre kat maliklerinden biri bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım, tesis ve değişiklik yaptıramaz. Aynı Yasanın 16. maddesinde de kat malikleri anataşınmazın bütün ortak yerlerine arsa payları oranında ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olurlar ve ortak yerlerde kullanma hakkına sahiptirler. Ayrıca aynı Yasanın 18. maddesinin birinci fıkrasında da kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kurallarına uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememekle karşılıklı olarak yükümlü oldukları öngörülmüştür. Yasanın bu hükümleri dikkate alınarak yerinde uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılıp davacının her bir iddiası ile ilgili olarak mimari proje ve varsa vaziyet planına aykırılıkların Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde ölçekli krokiye de bağlanmak suretiyle saptanması ve bunların projesine uygun eski hale getirilmesine karar verilmesi, müdahalenin önlenmesine ve eski hale getirilmesine karar verilen hususların 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düşünülmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde, eksik inceleme ve yetersiz araştırmaya dayanan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE,
    2) Davalı ... Yapı Turizm Gıda San ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/03/2019 günü oy çokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Temyiz incelemesinde 1086 sayılı HUMK"nın uygulanması gerektiği, sulh mahkemesi kararlarının temyiz süresinin tebliğden itibaren 8 gün olduğu açıktır.
    Ne varki; Sulh Hukuk Mahkemesi, kısa ve gerekçeli kararında, temyiz süresi "8 gün" olmasına rağmen "iki hafta" olarak belirlemiş, bu hüküm kararı temyiz eden davalı vekiline 06.11.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, mahkemenin belirlediği iki haftalık sürede ancak yasal 8 günlük süreden sonra 20.11.2017 tarihinde karar temyiz edilmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, kanun yolu başvurusunda, mahkemece hatalı belirlenen sürenin mi, kanunda belirlenen sürenin mi uygulanması gerektiği, mahkeme kararında belirtilen sürenin kabul edilmemesi halinde adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan mahkemeye erişim hakkının engellenip engellenmediğinin incelenmesi gerekir.
    Anayasanın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş, yine taraf olduğumuz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde de, herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını mahkeme önüne getirme hakkı güvence altına alınmış olup, bu madde kapsamında, mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, adil yargılanma hakkı kapsamındadır.
    Yasal düzenlemeler ve belirtilen olgular ışığında değerlendirildiğinde; davalı, mahkemenin kısa ve gerekçeli kararında belirtilen süreye uyarak, bu süre içinde temyiz başvurusunda bulunmuştur. Hâkim, uyuşmazlıkta uygulanacak kanun hükmünü tespit edip uygulamakla yükümlüdür (1086 sayılı HUMK"nın 76. maddesi, 6100 sayılı HMK 33. maddesi). Mahkemenin, kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü gözönüne alındığında, mahkeme tarafından kanun yolu süresinin hatalı gösterilmesi sonucu davanın taraflarının kanun yolu başvuru talebinin süreden reddedilmesi, hatanın tüm sonuçlarının davanın taraflarına yüklenmesi, adil yargılanma hakkı kapsamında adalete erişim hakkının sınırlandırılmasıdır.
    Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrası ve 6100 sayılı Kanunun 297. maddesinin “ç” bendi uyarınca, hükümde, kanun yolları ve süresinin gösterilmesi bir zorunluluk olduğu gibi HMK 297/2. fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” vurgusu yapılmıştır. Yargı kararlarına karşı başvurulacak kanun yolu ile süresinin hükümde açıkça ve doğru olarak gösterilmemiş olması bu hakkın etkin bir şekilde kullanılmasını doğrudan engelleyecek ve hak arama hürriyetinin ihlal edilmesine sebep olacaktır.
    Her ne kadar kanun yolu ve süresi, ilgili kanun maddelerinde açıkça belirtilmiş ise de yargı organlarının yanlış yönlendirmesi sonucunda ilgililerin hak kaybına uğramayacağının kabul edilmesi gereklidir. Aksi takdirde, Anayasanın 40. maddesinde gerekse 6100 sayılı HMK nın 297. maddesinde açıkça belirtilen kanun yollarının ve süresinin gösterilmesi gerektiğine ilişkin düzenlemelerin bir anlamı olmayacaktır. Bilindiği üzere bu düzenlemeler, temel hak ve hürriyetlerin korunmasına yönelik hak arama hürriyetinin doğal bir sonucudur.
    Karardaki yanlış yönlendirmenin hak kaybına yol açacağı açıktır ve temyiz yoluna başvurma süresinin yanlış gösterilmesi bozma sebebi olmalıdır. Hakimin lehe verdiği karar, hak sahibinin hak kaybına yol açacak şekilde yorumlanamaz. Kararın hüküm kısmı bir bütün olarak temyize tabidir.
    Bu gibi hallerde, usul kurallarının mahkemeye erişim hakkını kısıtlayacak şekilde katı uygulanmaması, mahkemenin kanun yolu ve süresini hatalı belirlemesi halinde, kararda belirtilen süreye uyularak yapılan kanun yolu başvurusunun, adil yargılanma hakkı ve mahkemeye erişim hakkı kapsamında süresinde yapıldığının kabul edilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan, temyiz başvurusu süresinde kabul edilerek, temyiz incelemesinin yapılması gerektiğini düşündüğümden, sayın çoğunluğun kararına katılamıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi