12. Ceza Dairesi Esas No: 2015/12101 Karar No: 2016/8618
Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/12101 Esas 2016/8618 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2015/12101 E. , 2016/8618 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat
Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan vekilinin sanığın kusurlu olduğuna, mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Meydana gelen olayda kusuru bulunmayan sanık hakkında CMK"nın 223/2-c maddesi uyarınca beraat kararı verilmesi yerine, sanığın üzerine atılı suçu işlemediği sabit olmadığından bahisle CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmesi, 2-Dosyada vekaletnamesi bulunmayan sanık müdafii yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti tayini, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1. paragrafının "Sanığın taksire dayalı kusurunun bulunmaması nedeniyle CMK"nın 223/2 (c) maddesi gereğince BERAATİNE" şeklinde değiştirilmesi, vekalet ücretine ilişkin 2. paragrafının ise hüküm fıkrasından çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/05/2016 tarihinde (2) nolu neden yönünden oyçokluğu ile, diğer neden yönünden oybirliğiyle karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Avukat ... sanık müdafii olarak duruşmalara katılmış, sanık savunmasını müdafii huzurunda yapmıştır, müdafinin hukuki yardımından tüm yargılama süresince yararlanmıştır. Beraatine karar verilen sanık lehine vekalet ücretine hükmetmesi yerinde olup bunun için vekaletname aranmasına gerek yoktur. Ceza yargılama sistemimizde müdafii sanığın vekili değildir. Şüpheli veya sanığa savunmasını yaparken hukuki anlamda yardımcı olan kişidir. Bundan dolayı gerek Ceza Muhakemesi Kanunu, gerek Avukatlık Kanunu savunma talep eden, yardım isteyen durumunda olan sanık, şüpheli ve suçtan zarar görene bir külfet olan vekâlet verme zorunluluğu yüklememiştir. Bilakis her isteyen sanığa neredeyse müdafii atanmasını kabul edecek bir sistemi benimsemiştir (CMK, 150/1). Ancak bazı işlemleri yapabilmesi için avukatın vekâlet alması gerekebilir. Hâkimin veya Cumhuriyet savcısının müdafilik konusunda aradıkları, gerçekten müdafii olduğunu söyleyen kişinin avukat olup olmadığı ve sanık ile arasındaki ilişkinin varlığını tespitten ibarettir. Avukatın mali gelirinin takibi maliye bakanlığının görev alanına giren bir konudur. Gerekirse bu konuda yasal düzenleme yapılabilir. Yargı görevi yapanlar arasında sayılan avukatın (TCK, m.6/1-1) ceza muhakemesi sürecinde müdafii olarak toplumsal savunma makamını temsil etmesi dolayısıyla, görevlendirme yazısı ve vekâlet sözleşmesinin aranmaması gerekir. Ayrıca verdiği hukuki yardımın maddi karşılığını alması gerekir. Kanunun aramadığı bir hususu aramak suretiyle haksız bir uygulamaya sebebiyet verilmektedir. Bundan dolayı dosyamıza konu olayda olduğu gibi, sanığın müdafisi olduğundan şüphe bulunmayan durumlarda hak ettiği müdafilik ücretinin sanığa ödenmesi gerektiğini düşündüğümüzden, sayın çoğunluğun vekâletname bulunmadığından ücret ödenmemesi gerektiği yönündeki bozma nedenine açıkladığımız sebeplerden katılmıyoruz.