
Esas No: 2016/8926
Karar No: 2016/8510
Karar Tarihi: 31.10.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/8926 Esas 2016/8510 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 08.10.2013 gün ve saatte temyiz eden taraftan gelen olmadı. Aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat Ulviye Sarp geldiler. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda Göl Köyü çalışma alanında bulunan 151 ada 487 parsel sayılı 17.086,94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı ada 66 parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapu kaydının miktar fazlası olduğu gerekçesiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece komşu 151 ada 66 parsel sayılı taşınmazın devlet tarafından özel kanunlara göre dağıtılan yerlerden olduğu, iktisabında ileride doğacak fazlalığın Hazineye ait olacağı şerhi bulunduğu ve bu tapu kaydının gayri sabit hudutlu olması nedeniyle miktar fazlasının da çekişmeli taşınmaz olduğu, tarla vasfında olsa dahi zilyetlikle iktisabı mümkün olmadığı gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dosya içinde bulunan gerekse Dairemizce yapılan geri çevirme sonucunda Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden ilk oluşumundan itibaren getirtilen ve komşu 151 ada 66 parsel sayılı taşınmaza uygulanan Temmuz 1326 tarih 8 sayılı ve Mayıs 1930 tarih 1 sayılı tapu kayıtlarının incelenmesinde Kanunisani 325 daimi 84 sayılı tapu ile ilk tesisinin yapıldığı ve daha sonraki tedavülleri olan Kanunisani 325 daimi 89, Temmuz 326 tarih 8 (revizyon gören), Temmuz 326 tarih 11 sayılı tapu kayıtlarında bu yönde herhangi bir şerhin bulunmadığı, Temmuz 326 tarih 11 sayılı tapu kaydının tedavülü olan Mayıs 1930 tarih 1 sayılı (revizyon gören diğer tapu) kaydın iktisap sütununa hangi bilgi ya da belgeye dayalı olarak konulduğu belirtilmeksizin "tarlanın hududu-gayrı mazbutadan bilahare mesahasında fazlası Hazinenin olacağı kabul edilmekle" sözlerinin yazıldığı görülmüştür. Diğer bir deyişle, tapu kaydının ilk tesisi özel kanunlara (İskan Kanunu ve benzeri) dayanmayıp senetsizden oluşmuştur. Tapunun sonradan ve hangi gerekçeyle konulduğu belli olmayan iktisap sütunundaki beyana itibar edilmesi mümkün değildir. Tapunun miktar fazlası üzerinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme koşulların davacı lehine oluşması halinde adına tesciline karar verilmesi gerekir. Yapılan keşif dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, alınan fen ve zirai bilirkişi raporlarına göre çekişmeli 151 ada 487 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 9.890,20 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacının babasına ait iken davacıya kaldığı üzerinde zeytin ağaçları bulunan tarla niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; kadastro tespitine kadar davacı lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle bu bölümün davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 31.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.