Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK"nın 89/4, 50/1-a, 52/2-4, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği; gündüz vakti yerleşim yeri dışında, tehlikeli virajlı ve eğimli iki yönlü yolda, sanığın idaresinde bulunan pat pat tabir edilen aracı ile seyir halinde iken, aracın sağ arka lastiğinin patlaması sebebiyle olay yerinde hiçbir önlem almadan aracını emniyet şeridi dışında, yol üzerinde, yolun viraj kısmının hemen ilerisinde, geriden gelen araç sürücüleri tarafından ileriden fark edilemeyecek kör noktada park ederek ayrıldığı, katılan sürücü ..."un idaresindeki araçla olay mahalline geldiğinde, park halindeki pat pata arkadan çarpması sonucunda, aracında bulunan eşinin hayati tehlike geçirecek ve 2. dereceden kemik kırığı olacak, oğlunun ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandıkları ve şikayetçi oldukları somut olayda, kaza yerini gösteren krokiye göre katılanın çarpma noktasından önce 39,50 metre fren izi olacak şekilde fren tedbirine başvurduğu, çarpma noktasından 63 metre geride tehlikeli viraj yön levhasının bulunduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sanığın yolun sert virajlı olduğu durumunu dikkate alarak gerisinden gelecek araçları uyarıcı nitelikte gerekli önlemleri alması, yeterli mesafede uyarıcı işaretleme yapması gerektiği hususlarına riayet etmediği, katılanın ise virajlı yolda seyir halindeyken seyrini görüş mesafesini kontrol altında tutacak bir hızda sürdürmediği, almış olduğu fren tedbirinde yetersiz kaldığı , direksiyon tedbirine başvurmadığından sanık ve katılanın eşit kusurlu olduklarının belirtildiği hususları dikkate alındığında, sanığın taksire dayalı kusurunun ağırlığı, yaralanan sayısı ve yaralanmaların niteliği dikkate alınarak alt sınırdan bir miktar uzaklaşılması gerekirken, adalet ve hakkaniyete uygun düşmeyecek biçimde teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek, temel cezanın 1 yıl 6 ay hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.