16. Hukuk Dairesi 2016/4623 E. , 2016/8503 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi ... tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 140 ada 1 parsel sayılı 2.847,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1989 tarihinden itibaren... oğlu ... ile ... oğlu .... varislerinin fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce hüküm onanmış, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici nedenlere göre sair karar düzeltme sebepleri yerinde değildir. Ancak dosyanın incelenmesinde çekişmeli taşınmazın kullanım kadastrosu sonucunda davalılar adına kullanıcı şerhi verilerek Hazine adına 29.06.2010 tarihinde tespit ve tescil edildiği; davacının taşınmazı, adına kullanıcı şerhi verilen ... ile ... (... mirasçısı)"dan 22.11.2011 tarihinde harici satış sözleşmesiyle devraldığını belirterek adına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle 03.12.2013 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"na 5831 sayılı Kanun"un 8. maddesiyle 15.01.2009 tarihinde eklenen Ek-4. maddesinde 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 20.6.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5.6.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak ... adına tescil edilir hükmü getirilmiştir. Yine 26.04.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6292 sayılı Yasa"nın 6. maddesinin 1. fıkrasında, 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31.12.2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler bu Kanuna göre hak sahibi sayılır denilmiş, 10. fıkrasında da hak sahibi olunmasında kanuni halefiyet, hak sahibinin veya mirasçılarının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra noter tarafından düzenlenecek muvafakatname vermeleri hâlinde ise akdî halefiyet hükümleri geçerli olacağı belirtilmiştir. Bu bağlamda, kullanıcı şerhine yönelik davalar ancak kullanım kadastrosunun ya da güncellemelerin yapıldığı tarihten önceki sebeplere dayalı olarak askı ilan süresi içinde açılması halinde Kadastro Mahkemesinden, tespitin kesinleşmesinden sonra ise Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak bir dava ile istenebilecektir. Somut olaya gelince; kullanım kadastrosu yapılıp kesinleştikten sonra harici satın almaya dayalı olarak 6292 sayılı Yasa kapsamında hak sahibi olarak satın alabilme hakkını sahip olabilmek amacıyla eldeki dava açılmış; diğer bir deyişle taşınmazın kullanıcısının güncellenmesi istenmiştir. Yeni bir güncellemenin ancak idari işlemle sağlanabilecek olması nedeniyle idareye başvurulması gerekli olup mahkemece idarenin yerine geçerek bu yönde bir işlem tesis etmesi mümkün olmadığından davanın bu nedenle reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının karar düzeltme isteminin bu nedenle kabulü ile; Dairemizce verilen 02.11.2015 tarih 2015/13127-12780 Esas ve Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına, sonucu itibariyle doğru hükmün gerekçesinin DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı karar düzeltme ve onama harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 31.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.