17. Hukuk Dairesi 2016/19560 E. , 2017/10761 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ... şirketi tarafından ... edilen dava dışı ..."e ait ... plakalı araçta meydana gelen hasarın rehin alacaklısı olarak "dain ve mürtehin" sıfatını haiz olmaları nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL daha sonra mahkemece tespit edilecek kasko ... teminat bedelinin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte taraflarına ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın konusu ve davacı alacağının belirli alacak olması nedeniyle belirsiz alacak davası koşullarının bulunmadığından davanın hukuksal yarar yokluğu nedeniyle ve müvekkili şirket ile alakası bulunmayan bir kredi borcunun tahsiline dair açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; dava niteliği itibariyle ve açılış şekline nazaran belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağından ve bununla ilgili dava şartı eksikliği de giderilmemiş olduğundan HMK 114/1-g ve HMK 115/2 maddeleri uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kasko ... sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, park halindeki aracının hasarlanması sonucu uğradığı zararın aracın yapılacak keşif ve bilirkişi
incelemesi yoluyla bulunulacak hasar bedelinin tespitini ve tazminini istemiştir.
İsviçre ve Alman Hukukunda yer alan “belirsiz alacak davası”, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Hukukumuza kazandırılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 107. maddesinde;
(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabilir.
(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tesbit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Birinci fıkraya göre, alacaklı muhatabını, talepte bulunacağı hukuki ilişkiyi ve talep edebileceği asgari miktarı biliyor, ancak alacağın tamamını tespit edemiyorsa belirsiz alacak açabilecektir. Alacağın tamamının belirlenebildiği halde ise belirsiz alacak davası açılamayacaktır.
İkinci fıkrada ise; alacağın miktar veya değerinin tam olarak belirlenebildiği anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmadan talebini arttırabilecektir.
Üçüncü fıkrada ise, kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davasının da açılabileceği ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilmiştir.
Tam veya kısmi olmasına bakılmaksızın her eda davasının temelinde bir külli tespit unsuru vardır. Başka deyimle eda hükmünde tertip olunan her durumun arkasında sorumluluk saptamasını içeren bir zorunlu ön tespit kabulü mevcuttur” denilmiştir.
Belirsiz alacak davasında davacı alacağını dava açtığı sırada belirleyememektedir. Ancak dava sırasında alacağın tespiti, yani belirlenebilir hale gelmesi üzerine yeni bir dava açmasına gerek kalmaksızın, aynı davada alacağının tamamını talep edebilmektedir. Başlangıçta belirsiz olan alacak en geç ispat aşamasında; delillerin toplanması ya da
bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da hakimin takdiri ile belirlenebilir hale gelmektedir. Talep sonucu belirlendikten sonra belirsiz alacak davası eda davasına dönüşmekte ve eda davasından bir farkı kalmamaktadır.
Her ne kadar davacı dava dilekçesinde talep sonucunu açık bir şekilde yazmak zorunda ise de, bu talebini dava açarken tam olarak belirleyemediği hallerde davacının bu durumda zarar görmemesi ve hak arama hürriyetinin olumsuz etkilenmemesi gerekir. (Prof.Dr.Hakan Pekcanıtez, Belirsiz Alacak Davası, ...-2011 baskı, sayfa 33)
Bu çerçevede; eğer talep sonucunun belirlenebilmesi için tazminat bilirkişi incelemesi gerekiyorsa, hakimin takdiri söz konusuysa belirsiz alacak davası da açılabilecektir.
Bu durumda, araç hasar tazminatı davaları da belirsiz alacak davası olarak açılabilecektir.
Somut olaya göre; Dava HMK"nun yürürlükte olduğu zamanda açılmış olup dava açıldığı tarihte HMK 109/2.maddesi iptal edilmiştir. Kasko ... poliçesinde ... değeri gösterilmişse de sigortacı gerçek zararla sorumludur. Başka bir söyleyişle ... bedeli ile değil ... değeri ile sorumludur. Ayrıca rehin hakkı sahibinin alacağı ile sınırlı olacaktır. Davacı vekili fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000-TL talep ederek, talebini belirsiz alacak davası olarak açmıştır. Davacı tarafın iddiasına göre, araç davacının arkadaşının sevk ve idaresi sırasında meydana gelen kaza nedeniyle aracında oluşan hasar bedelini talep etmiştir. Buna göre, davacının iddiası ile araçta oluşan gerçek hasar bedeli ve aracın pert olup olmadığı kesin olarak belirlenebilmesi için yargılama yapılması gerekmektedir. Yukarıda anılan kanun hükümlerine ve Daire uygulamamıza göre, davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararın bulunduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Mahkemece, açıklanan nedenlerle işin esasına girilerek hüküm verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.