19. Ceza Dairesi 2016/10928 E. , 2018/3935 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
I-Sanık hakkında İİK"nın 331 ve 332. maddelerinden verilen beraat kararlarına yönelik temyiz teleplerinin incelenmesinde;
Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik şikayetçi vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
II- Diğer hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde ise,
a) Şikayetçi vekilinin sanık hakkında İİK"nun 345/a maddesinden verilen beraat kararına yönelik temyizine ilişkin olarak,
İİK"nın 345/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı Kanun"un 179 ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 376. maddesinde öngörülen koşullarda şikayet tarihi itibariyle şirketin aktif ve pasif durumu belirlenerek, sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği cihetle, öncelikle borçlu şirkete ait ticari defterler, kayıtlar ve banka hesapları bulunduğu yerden temin edilerek, bunlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, kesinleşmiş icra takip dosyalarının borçları da pasife dahil edilerek, sonucuna göre hukuki durumunun takdiri gerekirken, yalnızca beyanname örnekleri üzerinden düzenlenen yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 75. maddesinin birinci fıkrası uyarınca uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adli para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçlar ön ödemeye tabi olup, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 345/a maddesinde öngörülen suçun cezasının üst sınırının üç ay hapis cezası olduğu ve suç tarihi itibariyle uzlaştırma kapsamında bulunmadığı gözetilerek sanık hakkında ön ödeme ihtaratında bulunulup sonucuna göre durumunun tayini gerekirken anılan ihtarat yapılmadan mahkumiyet kararı verilmesi,
b) Sanığın İİK"nın 333/a maddesinden verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebine ilişkin olarak ise;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
İİK’nın 333/a maddesinde “Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastıyla ticarî işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara soktukları takdirde, bu işlem ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması hâlinde cezalandırılacaklarının” hükme bağlanmış olması, aynı Kanun’un 351. maddesinde de şikayetçinin dilekçe ve beyanında göstermiş olduğu delillerle bağlı olduğunun belirtilmiş olması, şikayet dilekçesinde şirketin borca batık olduğunu belirterek şikayette bulunulduğunun anlaşılması karşısında sanığın bu nedenle beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi
Kabule göre de;
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile" ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin aynı Kanun"un 333/a maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanıklar hakkında 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik CMK"nın 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 04/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.