11. Hukuk Dairesi 2012/8672 E. , 2014/860 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada verilen 14/03/2012 tarih ve sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14/01/2014 günü hazır bulunan davacılar vekil ile davalı vekili dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin 2000 yılında kurulan davalı şirketin kurucu ortakları olduğunu, davalı şirketin 2005 yılına ait genel kurul toplantısının 07.07.2006 tarihinde yapıldığını, genel kurula kimlerin katıldığının tutanakta açıkça belirtilmediğini, TTK"nın 378 maddesi yollaması ile 297. maddesi gereğince alınan kararların geçersiz olduğunu, pay sahiplerinin vaki beyanlarının zapta geçirilmediğini, müvekkillerinden genel kurula katılmasına rağmen tutanakta isminin ve itirazlarının yer almadığını, sadece 20 hisse sahibinin ret oyu kullandığının belirtildiğini, davalı şirketin sermayesinin artırılmasını gerektirecek herhangi bir zorunluluğun olmadığını, bu konudaki amacın müvekkillerinin hisselerini küçültmeye ve neticede ortaklıktan çıkarılmasına yönelik olduğunu ileri sürerek, 07.07.2006 tarihinde yapılan genel kurulda alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu genel kurulda şirketin sermayesinin 250.000 TL"den 400.000 TL"ye çıkarılmasına ilişkin bir ilke kararının alındığı, doğrudan sermayenin arttırılmasına ilişkin bir kararın alınmadığı, ancak TTK"nın 391. maddesinde sermaye arttırımına karar verilebilmesi için taahhüt edilmiş önceki sermayenin tamamının ödenmesi gerektiğinin belirtildiği, 07/07/2006 genel kurul tarihi itibarı ile şirket ortağı olan davacıların şirkete olan sermaye taahhüdü borcunu yerine getirmedikleri, bu borcun 13/07/2006 tarihinde yerine getirildiği, hiç kimsenin kendi kusurundan kaynaklanan bir hakkı ileri süremeyeceği ilkesi geçerli ise de davalı şirketin de ortakların sermaye borcunu yerine getirmeleri konusunda 2 yıl boyunca işlem yapmadığı ve bu sermaye borçlarını daha önce tahsil edebilecek durumda olmasına rağmen tahsil etmediği, aradaki güven ilişkisinin yapılacak tahsilata bir etkisinin olmayacağı, hükümsüzlük hallerinin resen incelenmesi gerektiği, davacıların sermaye taahhütlerini yerine getirmeden yeni bir ilke kararı alınmasının hükümsüz olduğu, diğer kararların sıhhatini etkileyecek bir nedenin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 07.07.2006 tarihli genel kurulda gündemin 8. maddesi ile şirket sermayesinin artırılmasına ilişkin alınan kararın iptaline, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
.../...
-2-
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve her ne kadar dava ve ... tarafından açılmasına rağmen mahkemece karar başlığında davacı olarak sadece ..."nin gösterilmesi doğru değilse de, yapılan bu yanlışlığın mahallinde düzeltilmesinin her zaman mümkün olması karşısında bozma nedeni yapılmamış bulunmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 04,05 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 16/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.