10. Hukuk Dairesi 2015/12748 E. , 2016/3998 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, kesilen malullük aylığının yeniden bağlanması ile menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İncelenen dava dosyasında, davacıya, çalışma gücünün en az 2/3 ünü yitirdiğinden bahisle 01.03.1996 tarihinden itibaren malullük aylığı bağlandığı, 01.05.2004-07.05.2004 tarihleri arasında 7 gün, 17.11.2012-23.11.2012 tarihleri arasında 7 gün ve 07.02.2013-15.07.2013 tarihleri arasında 157 gün 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında çalışmasının bulunması nedeniyle, 01.05.2004 tarihi itibariyle aylıkların durdurularak yersiz ödenen aylık miktarının borç olarak tahakkuk ettirildiği, davacının 25.07.2013 tarihinde tekrar tahsis talebinde bulunması üzerine maluliyet başlangıcının 19.09.2013 olduğunun Sosyal Güvenlik Kurumu Yüksek Sağlık Kurulunca belirtilmesi üzerine 01.10.2013 tarihinden itibaren davacıya tekrar malullük aylığı bağlandığı, söz konusu çalışmaların gerçek ve fiili olmadığı, yurtdışı çıkma amaçlı olduğunun davacı tarafça belirtilmesi ile dahili davalı şirketler tarafından da fiili çalışma olduğuna dair hiçbir cevap ve beyanda bulunmadıkları öte yandan duruşmada gözlemlendiği üzere fiilen hiçbir işte çalışamayacak kadar özürlü bulunduğu ve çalışma gücünün 2/3 ünü kaybettiğine ilişkin heyet raporu nazarında mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, malullük aylığının kesilmesine sebebiyet veren 01.05.2004-07.05.2004 tarihleri arasında 7 gün, 17.11.2012-23.11.2012 tarihleri arasında 7 gün ve 07.02.2013-15.07.2013 tarihleri arasında 157 gün 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamındaki çalışmaların fiili olup olmadığına ilişkindir.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasa"nın 79/10 ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleridir. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur.
Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece her ne kadar davacının duruşmadaki gözlemlenen durumu, dahili davalıların beyanda bulunmamaları ile maluliyet raporları nazarında çalışmanın fiili olmadığına karar verilmiş ise de, belirtilen açıklamalar ışığında gerçek ve fiili çalışma olup olmadığı açısından ayrıntılı araştırma yapılmalı, bu kapsamda, davalı işyerlerindeki uyuşmazlık konusu dönemde çalışan bordrolu tanıklar dinlenilmeli, davacıya yapılan ücret ödemelerindeki imza aidiyeti araştırılmalı, gerekirse şirket defterleri üzerinde araştırma yapılmalı, şirketin yaptığı iş ile bildirilen işçi mevcudiyeti araştırılmalı böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir
Öte yandan davacının maluliyetinin başlangıç tarihinin 19.09.2013 olduğundan bahisle 01.10.2013 tarihinde yeniden malullük aylığı bağlanmış ise de, ilk aylığın bağlandığı 01.03.1996 tarihinden sonra maluliyetin ortadan kalktığına dair kurum işleminin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, bulunmaması durumunda SGK Yüksek Sağlık Kurulunun 15.08.2014 tarihli raporuna göre hüküm kurulmaması gerektiği gözetilmelidir.
Kabule göre de; davacının ihtilafa konu çalışmaların geçtiği işyerleri ve dahili davalılar gözetildiğinde, mahkemece sehven, “........ sigorta sicil nolu iş yeri dosyasına göre ...............taşımacılık ünvanı ile işlem gören şirkette davacının sigortalılık vasfında fiilen çalışmasının söz konusu olmaması nedeniyle” şeklinde hüküm kurulması isabetsizdir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.