23. Hukuk Dairesi 2013/5510 E. , 2013/8022 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı, katılma yolu ile davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmiştir. 5219 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nın 438/I. maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanunun 19. maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 18.563,00 TL’dir.
Temyize konu 07.02.2013 tarihli kararda dava değerinin 5.000,00 TL olması nedeniyle, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı kooperatif arasında 17.08.1999 tarihinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, inşaatın bitirilmesi ve müvekkiline verilecek 3 adet dairenin teslimi için 12 sene süre belirlendiğini, buna göre müvekkiline düşen 3 adet daire en son 17.08.2011 tarihinde teslim edilmesi gerekirken, davalının halen inşaatı tamamlamadığını, yapılan görüşmeler üzerine, kooperatif yetkililerinin, müvekkilinin seçtiği 4, 10 ve 16 nolu daireleri 30.08.2012 tarihine kadar bitirmeyi taaahhüt ettiklerini, ancak kooperatifin diğer tüm bina inşaatları bitmeden, çevre düzenlemeleri yapılmadan bu dairelerde oturulmasının ya da kiraya verilmesinin mümkün olmadığını, sözleşmeye göre bu durumda yüklenici kooperatifin, bu 3 adet dairenin bitmiş maliyet bedelini cezai şart olarak ödemeyi kabul ettiğini ileri sürerek, şimdilik 5.000,00 TL tazminatın ve 400,00 TL"den 3 adet daire için toplam 1.200,00 TL kira bedelinin 17.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve 3 adet dairenin maliyet değerinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin Marmara Depremi"nin olduğu tarihte imzalandığını, bu tarihten sonra bölgede konut satışı olmadığını ve kooperatifin 2005 yılına kadar üye bulmakta zorlandığını, bu tarihten sonra üye sayısının artması ile birlikte inşaatın hızlandığını ve hali hazırda %80 seviyesine ulaştığını, davacının daire seçtiği bloğun tüm alt yapısının tamamlandığını, inşa edilen blokların site şeklinde olmayıp birbirinden bağımsız olduğunu, dolayısıyla davacının seçtiği dairelerin oturulabilir durumda bulunduğunu, davacının gönderdiği ihtar üzerine, kira bedeline ilişkin talebini kabul etmelerine rağmen haksız yere bu talebin de dava konusu yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı tarafın her bir daire için gecikme tarihinden itibaren aylık 400,00 TL ödemeyi kabul etmesi karşısında üç dairenin kira bedelinin toplam 1.200,00 TL olduğu, sözleşmede inşaatın yapımı için 12 yıl süre öngörüldüğü ve kooperatifin feshi, devamının mümkün olmaması ve inşaatların herhangi bir nedenle bitirilmemesi halinde, yüklenicinin, bitmiş dairelerin maliyet bedeli kadar tazminat ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, karalaştırılan bu cezai şartın niteliği itibariyle seçimlik cezai şart olduğu ve alacaklının ifa veya cezai şarttan birisini seçmek zorunda olduğu, somut olayda, ifayı kabul ederek dairelerini teslim alan davacının seçimlik cezai şartı talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 1.200,00 TL kira bedelinin ihtarın tebliğ edildiği 27.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve katılma yoluyla davalı vekilleri temyiz etmiştir.
1-Davacı vekilinin temyiz dilekçesi, davalı vekiline 10.04.2013 günü tebliğ edilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından HUMK"nın 433. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra, 24.04.2013 günü harcı yatırılıp, katılma yolu ile temyiz edilmiştir.
01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında, bu gibi hallerde Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden, davalı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE , (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacıdan alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.