17. Hukuk Dairesi 2015/2503 E. , 2017/10732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacı vekili, davacının davalı şirket nezdinde "tehlikeli hastalık teminatlı hayat sigorta poliçesi" ile sigortalı olduğunu, poliçe tanziminden uzunca zaman sonra kalp krizi geçiren davacının tedavisi süreklilik arzeden ve ilaç kullanımı gerektiren kalp hastalığına tutulduğunu, davalıya yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, poliçedeki tehlikeli hastalık teminat miktarı olan 30.907,00 TL"nin 02.11.2011"den işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının geçirmiş olduğu rahatsızlığın poliçe ile teminat altına alınan hastalıklardan olmadığını, Tehlikeli Hastalık Teminatlı Hayat Sigortası Özel Şartları"nın 1/b maddesi gereği teminat kapsamındaki kalp krizi halinin kabulü için aranan kriterlerin sağlanmadığını, anılan özel şart gereği zararın teminat dışı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 30.907,00 TL. tazminatın 02.11.2011 tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, hayat sigorta poliçesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı ile aralarında imzalı bulunan ve her yıl otomatik olarak yenilenen poliçelerle uzun yıllardır süren sigortalılık ilişkisi bulunduğunu, tehlikeli hastalıklara ilişkin teminatı da içeren hayat sigorta poliçesiyle davalı sigortacı nezdinde sigortalı olduğunu, poliçe teminatı kapsamındaki tehlikeli hastalık rizikosu gerçekleşmesine rağmen davalının sigorta özel şartlarını gerekçe göstererek ödeme yapmaktan imtina ettiğini, sigorta teminatına ilişkin özel şartlar konusunda davalı sigortacı tarafından yapılmış bilgilendirme olmadığını ileri sürerek tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkeme de, poliçeyle teminat altına alınan tehlikeli hastalıklara ilişkin düzenlemeleri içeren özel şartlar ile sigorta teminatının kapsamı konusunda, davalı sigortacının davacıyı bilgilendirmediği gerekçesiyle ve poliçeyle verilen teminatın meblağ sigortası mahiyetinde olduğu kabulüyle, davacı talebini hüküm altına almıştır.Poliçenin tanzim edildiği ve davaya konu rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nun 1263. vd. maddelerinde düzenlenen sigorta akitleri yönünden, tarafların hak ve borçlarına ilişkin tüm düzenlemelerde iyiniyet ilkesinin temel alındığı; sigorta akdinin kuruluşundan sona ermesine kadar tarafların sahip olduğu hak ve sorumluluklar için iyiniyet ilkesi çerçevesinde hareket edilmesini zorunlu kılan belirlemeler yapıldığı görülmektedir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile bu kanuna bağlı olarak çıkartılan, 28.10.2007 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan "Sigorta Sözleşmesinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik" hükümleri ile de bilgilendirme sırasında dikkate alınacak hususlar düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki sigortalılık ilişkisinin, 4-5 yıldır devam ettiği ve her yıl yenilenen poliçeler ile sürdüğü dosya kapsamından anlaşılmakta olup sigorta ilişkisi uzun sürelidir. Davalı tarafından dosyaya sunulan, davacı sigortalının imzasının da bulunduğu 07.05.2008 tarihli "Hayat Sigortaları Bilgilendirme Formu (Bes+ Kritik Tehlikeli Hastalık Teminatlı Hayat Sigortası)" başlıklı belgede; belgenin 2007 tarihli Bilgilendirme Yönetmeliği"ne istinaden hazırlandığı belirtildikten sonra, B.1. maddesinde sigorta teminatının kapsamı genel olarak belirtilmiş; B.2. maddesinde, teminat kapsamına dahil olan tehlikeli hastalıklar 9 bent halinde tek tek sayılmış; İstisnalar başlıklı C. maddesinde ise, "teminat dışında kalan durumlar için Hayat Sigortaları Genel Şartlarına ve Tehlikeli Hastalık Teminatlı Hayat Sigortası Özel Şartlarına bakınız" düzenlemesine yer verilmiştir. Davacı sigortalının, davaya konu ettiği rizikonun gerçekleştiği 05.10.2011 ile anılan belgeyi imzaladığı tarih arasında 3,5 yıl gibi azımsanmayacak uzunlukta bir süre bulunmaktadır.İfade olunan tüm bu nedenlerle; taraflar arasındaki sigortalılık ilişkisinin uzun süredir devam ettiği; davacının 2008 yılında imzaladığı bilgilendirme formu ile, sigorta teminatı kapsamındaki tehlikeli hastalıklara ilişkin özel şartlar konusunda bilgi sahibi olmasının sağlandığı; somut olayın özellikleri ile sigortalılık ilişkisinin uzun süredir devam ettiği gözetildiğinde, özel şartlara ilişkin basılı belgenin davacıya verilmemiş olmasının, bilgilendirmenin yapılmadığının kabulüne tek başına yeterli olmadığı, sigorta ilişkilerinde iyiniyet prensibinin cari olduğu ve tarafların hakları ile sorumluluklarının sınırını tayinde bu ilkeye göre değerlendirme yapılması gerektiği; uzun süredir devam eden ve davacı sigortalının imzalı bilgilendirme formuna rağmen, özel şartlar konusunda bilgilendirilmediği yönündeki iddiasının Medeni Kanun hükümlerine göre hakkın kötüye kullanımı vasfında olduğu dikkate alınarak, taraflar arasındaki poliçe ile poliçeye ilişkin özel şartlar dahilinde, davaya konu edilen zararın sigorta teminatı kapsamında olup olmadığı konusunda gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra değerlendirme yapılıp, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.