10. Hukuk Dairesi 2015/25354 E. , 2016/3992 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 09.09.2009 tarihinde davalı işyerine ait araç ile işyerinin önündeki bahçede beklerken sel baskınına maruz kalması sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin onay tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.
5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, işverenin sorumluluğunun belirlenmesinde kaçınılmazlık ilkesinin dikkate alınacağı belirtilmiştir. Kaçınılmazlık olgusundan ise, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda geçerli mevzuat hükümleri çerçevesinde, doğabilecek olası zararlı sonuçların önlenmesi yönünde, duruma ve koşullara göre ilgililerden beklenebilecek tüm özenli ve dikkatli çabaya karşın sigortalıyı bedence veya ruhça arızaya uğratan iş kazasının meydana gelmesi durumunda söz edilebilir. Günümüz teknolojisinde bir takım olayların sonuçlarının kısmen kaçınılmazlık/kötü rastlantılarla açıklanması, alınabilecek önlemler düşünüldüğünde olanaksızdır. Kaçınılmazlık/kötü rastlantı olarak adlandırılan olguların bir çoğunun temelinde insan yanılgı ve savsamaları, özen eksikliği bulunduğu bir gerçektir. Unutulmamalıdır ki, her birey, zararlı sonuçların önlenmesi için durum ve koşulların kendisine yüklediği özen ve dikkat yükümünü göstermek zorundadır. Öngörülebilir sonuçlar karşısında kaçınılmazlık/kötü rastlantı yönünde değerlendirme yapılamaz.
Söz konusu olayda %30 oranında kaçınılmazlığın söz konusu olduğu kabul edilmiş ise de, davaya konu servis aracının ancak yük nakline uygun olduğu, koltuk düzeninin, acil çıkış bölümünün, havalandırma sisteminin, yan camlarının bulunmadığı, personel ve insan taşımaya uygun olmadığı, kapalı kasa bir kamyonette taşınan işçilerin yan camların olmaması nedeniyle selin boyutu ile ilgili ilk aşamada izlenime varamadıkları ve bu yönde tedbire müracaat edemedikleri, sadece arka camları bulunan araçtan camın kırılarak bir kişinin kurtarılabildiği, havalandırma tertibatı olmayan aracın üstünde bulunan şoförün işçileri kurtarmak için etraftan temin ettiği balta ile aracın üst sacını kesmeye başladığı, ancak acil çıkışı, havalandırması ve yan camları olmayan bu araçtan bu şekildeki kurtarmanın ve personel nakli için uygun olmayan bu araçtan yolcuların tahliyesinin zaman aldığı, ancak araçtan iki işçinin kurtarılabildiği olgusu ile yukarıda belirlenen maddi ve hukuki olgular karşısında iş kazasının kaçınılmazlık sonucu oluşmadığı açıktır.
Öte yandan, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda, kaçınılmazlık faktörünün kazanın meydana gelişinde %30 oranında etkili olduğu , davalılardan .... nin %65, davalı ...’nun %3, idari amir ...’nün %2 oranında sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, ........ İş mahkemesinin aynı olaya ilişkin 2013/289 E. 2014/267 K. sayılı dosyasında davalı şirketin %55, ... nun %3, ... nün %2, ..... Büyükşehir Belediye başkanlığının %15, İski Genel Müdürlüğünün %5 oranında kusurlu oldukları, %20 oranında kaçınılmazlık faktörünün etkili olduğu, müteveffa sigortalının kusurunun bulunmadığı, ...... İş mahkemesinin aynı olaya ilişkin 2013/161 E. 2014/223 K. sayılı dosyasında davalı işverenin % 50 oranında kusurlu (ve bu kusurun % 4"ünün davalı ..."na, % 6"sının davalı ..."ye, % 40"ının ise doğrudan işveren ait) olduğu, % 50 oranında ise kaçınılmazlık faktörünün etken olduğu kabul edilip hüküm kurulduğu anlaşılmış olup, aynı olay nedeniyle tarafların kusur oran ve aidiyetleri bakımından çelişkili kararların verilmesi olasılığının ortadan kalkması, hak ve adalet kurallarına aykırı bir sonuç ortaya çıkmaması, yargıya olan güvenin sarsılmaması yönü gözetilerek, mevcut çelişkinin giderilmesi hususunda işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda uzman olan bilirkişi heyetinden oluşa uygun kusur raporu alınmalıdır.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde kaçınılmazlığın bulunmadığı gözetilmek suretiyle kusur yönünden denetime elverişli bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 24.03.2016 günü oybirliği ile karar verildi.