11. Hukuk Dairesi 2013/6678 E. , 2013/23435 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27.12.2012 tarih ve 2012/133-2012/327 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 17.220 TL"nin altında bulunduğundan HUMK"nın 3156 sayılı kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının, müvekkilinin yurt içinde ve yurt dışında tescilli ve büyük yatırımlara konu olan Carla ibaresinden oluşan markasının birebir ve ayırt edilemeyecek kadar benzerini kötüniyetli olarak tescil ettirerek müvekkili şirketi zarara uğrattığını ileri sürerek, davalı adına tescilli 2009/59233, 2009/59231, 2009/44778, 2008/49449, 2010/34686 nolu markalarının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu markalardan 2010/34686" nolu olanın henüz tescil edilmediğinden bu marka yönünden dava açılamayacağını, bütün markaların hükümsüzlüğünün birlikte istenemeyeceğini, müvekkili adına tescilli markaları ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, hükümsüzlüğü istenilen tüm markalarda davacının Carla markasının ya aynen ya da davalının kendi markası ve ilave eklerle birlikte kullanıldığı, davacının markasının yurt içi tescilleri dışında yurt dışında da birçok ülkede tescilli olduğu, davalının marka başvuru tarihlerinde davacı markası tanınmış olmasa bile, belli bir ayırt edicilik kazandığının anlaşıldığı, davalının Carla ibaresinden oluşan markaları seri olarak kullanmasının davacının yurt dışında da tescilli markasının büyüme potansiyelinden yararlanmak amacıyla kötüniyetle tescil edildiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 2010/34686 nolu markanın tescil edilmemesi nedeniyle bu marka yönünden dava şartı gerçekleşmediğinden buna ilişkin talebin reddine, 2009/59231 nolu markanın 35. sınıftan "müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar v.b. yöntemler ile sağlanabilir)" hizmetleri için hükümsüzlüğüne, diğer sınıflar için reddine, 2008/49449 nolu ve 2009/44778 nolu markanın hükümsüzlüğüne, 2009/59233 nolu markanın 18, 25, 26. sınıflarının tamamı ile 35. sınıftan müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perekende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog v.b. diğer yöntemler ile sağlanabilir) sınıfları için hükümsüzlüğüne, diğer sınıflar için talebin reddine, ilana ilişkin ve tescilli markanın kullanımının tedbirle engellenmesi taleplerinin de reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı taraflardan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 23.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.