11. Hukuk Dairesi 2013/6610 E. , 2013/23431 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/12/2012 tarih ve 2006/99-2012/747 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, muhatabı Ziraat Bankası ... Şubesi, keşidecisi Gülalyüc Ltd. Şti olan, 6.500 tutarlı çeki tahsil için süresinde bankaya ibraz ettiğini ancak karşılığı olmadığından çek bedelini tahsil edemediğini, başlatılan icra takibinin de sonuçsuz kaldığını, ceza mahkemesince hükmedilen çek tutarı kadar para cezası kararının infazı sırasında çekin sahte olduğunun ve keşideci ..."nın ... adına sahte kimlik çıkartmak suretiyle şirket kurduğu ve bu şekilde birçok kişiyi dolandırdığının anlaşıldığını, ... isimli şahsın sahte ... kimliği ile şirket kurması, bankalardan çek karnesi alması ve birçok kişiyi dolandırması nedeni ile davalı bankanın çek ile işleyecek hesap müşterisinin kimliğini ve ikametgahını gerektiği gibi araştırarak çek karnesi vermesi gerekirken basiretli tacir gibi davranmaması nedeniyle müvekkili zararından birinci derecede sorumlu olduğunu ileri sürerek, 6.500 TL"nın çekin ibraz tarihi olan 13/02/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya bakmakla ... mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca iş bölümü itibariyle de asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, müvekkili bankanın gerekli basiret ve özeni göstermesine rağmen sahtekarlığı anlamasının mümkün olmadığını savunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, keşideci Gülalyüc Ltd. Şti"nin yeni kurulduğu ve hesap hareketlerinde seyrek hareketler olduğu halde bir aylık gibi kısa süre içerisinde, toplam 140 yapraktan ibaret sekiz adet çek karnesi verildiği, bundan dolayı davalı bankanın tam kusurlu olduğu ve davacının oluşan zararından sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 6.500 TL"nın 13/02/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve her ne kadar davalı tarafın yetki itirazının uzatılmış cevap süresinde ileri sürülmüş olması karşısında mahkemece yetki itirazının süresinde olmadığına ilişkin gerekçesi yerinde değilse de, davacının, davalı bankanın kusuruna dayalı olarak zarara uğradığını ileri sürmesi ve zararının Bursa"da gerçekleşmesi karşısında yetki itirazının reddine ilişkin kararın bu gerekçeyle yerinde görülmesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Ancak, mahkemece, sahte belgeler ile çek hesabı açtıran dava dışı şirkete yeni kurulduğu ve hesabında seyrek hareketler olduğu halde, kısa süre içerisinde 140 yapraklı çek karnesi verilmesinde davalı bankanın tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, gerek dava dilekçesinde davacı vekilinin beyanlarından ve gerekse dosya içindeki çek fotokopisinden, davacının çekin yetkili hamili olduğu ve doğrudan keşidecisinden çekin davacı tarafından alındığı anlaşılmakta olup, bu durumda, davacının da basiretli bir tacir gibi davranarak ticari ilişkiye girdiği kişileri seçmekte dikkatli davranması gerekirken, bunu yapmaması davacının da zararın meydana gelmesinde müterafik kusurunun bulunduğunu göstermektedir. Bu itibarla, mahkemece davacı tarafın kusur oranı tespit ettirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacıya müterafik kusur verilmemesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Diğer taraftan dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK"nun 5. maddesi uyarınca davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesinin gerekli olduğu nazara alınarak davalının iş bölümü itirazının kabulü gerekirken reddi de doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.