İhmal suretiyle memuriyet görevini kötüye kullanmak suçundan sanık ..."ın, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 144. maddesi atfı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 257/2, 62/1, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanığın eylemi nedeniyle meydana gelen 18.609,85 Türk lirası hazine zararı (mülga) Borçlar Kanunu"nun 44. maddesi gereğince tenkis edilerek geriye kalan 5.000,00 Türk lirası tutarındaki bölümünün 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu"nun 16. maddesi gereğince sanıktan tazmin ve tahsiline, 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun "1" nolu tarifesi uyarınca 74,25 Türk lirası nisbi harcın sanıktan alınmasına dair Kara Kuvvetleri Komutanlığı 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 01/12/2011 tarihli ve 2011/537 esas, 2011/581 sayılı kararının kesinleşerek infazına geçilmesini müteakip, hükmün kesinleşmesinden sonra Anayasa Mahkemesinin 17/01/2013 tarihli ve 2012/80 esas, 2013/16 karar sayılı kararı ile 1632 sayılı Kanun"un Ek 10. maddesinin 2. fıkrası iptal edildiğinden bahisle yapılan uyarlama yargılaması sonucunda, sanığın müsnet suçtan 1632 sayılı Kanun"un 144. maddesi atfı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 257/2 ve 62/1. maddeleri gereğince 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Kara Kuvvetleri Komutanlığı 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 12/06/2014 tarihli ve 2013/1072 esas, 2014/619 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 28/11/2017 gün ve 94660652-105-21-11343-2017-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2017 gün ve KYB 2017/69352 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Kara Kuvvetleri Komutanlığı 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 01/12/2011 tarihli ve 2011/537 esas, 2011/581 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
1-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri gereğince sanığın üzerine atılı eylem nedeniyle 18.609,85 Türk lirası hazine zararı doğduğu ve bu zararın 353 sayılı Kanun"un 16. maddesi gereğince tazminine hükmedilmesi gerekmekle birlikte, söz konusu kamu zararının, özel hukuk ihtilaflarında uygulanması lazım gelen (mülga) Borçlar Kanunu"nun 44. maddesi gereğince tenkis edilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde yapılan tenkis işlemi sonrası 5.000,00 Türk lirası tutarındaki hazine zararının sanıktan tazmin ve tahsiline karar verilmesi,
2-Kural olarak ceza yargılamasında harç alınmaması gerekmekte olup bu kuralın tek istisnasını oluşturan şahsi hukuka ait tazminata hükmedilmesi hususu 5271 sayılı Kanun"da düzenlenmemiş olduğundan, mahkemesince sanığın mahkumiyetine karar verilip ayrıca nisbi harç bedelinin sanıktan tahsiline karar verilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kara Kuvvetleri Komutanlığı 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 12/06/2014 tarihli ve 2013/1072 esas, 2014/619 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Sanığın üzerine atılı eylem nedeniyle 18.609,85 Türk lirası hazine zararı doğduğu ve söz konusu kamu zararının, özel hukuk ihtilaflarında uygulanması lazım gelen (mülga) Borçlar Kanunu"nun 44. maddesi gereğince tenkis edilemeyeceği dikkate alındığında, sanık tarafından kamu zararının tenkis edilmesi sonucunda tazminine karar verilen 5.000,00 Türk lirasının ödenerek infaz edildiği, ancak bakiye kalan kamu zararı giderilmeden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yukarıda sözü edilen kanuni düzenlemeler karşısında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Kara Kuvvetleri Komutanlığı 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 12/06/2014 tarihli ve Esas 2013/1072, Karar 2014/619 sayılı kararının CMK’nın 309/4 maddesi uyarınca BOZULMASINA, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı CMK’nın 223. maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözen karar niteliğinde olmadığından müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 03/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.