11. Hukuk Dairesi 2013/9070 E. , 2013/23429 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03.02.2011 tarih ve 2006/260-2011/27 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının "Devletler ve Hanedanlar Türkiye 1074-1990" adlı eserin sahibi olduğunu ve 1989, 1996, 2005 yıllarında davalı Bakanlık tarafından yayınlandığını, müvekkilinin iyi bir araştırmacı ve yazar olup davalının söz konusu eserinin 1989 tarihli baskısını incelediğinde pek çok yanlış ve eksik olduğunu bulup gazete ve dergilerde çıkan yazıları ile eleştirdiğini ve bu yazılarını derleyerek "Müverrih-i Maderzadın Fülannamesi" adlı esrini oluşturduğunu, davalının ise kitabında müvekkilinin bu eserinden faydalanarak 1996 ve 2005 yılları baskısında müvekkilinin eserinden haksız iktibaslar yaptığını, müvekkilinin ismini, kaynağını ve eserini de belirtmediğini, 44 madde halinde dava dilekçesi ekinde bu iktibasları belirttiklerini, davalı eyleminin tipik bir intihal olup müvekkilinden izinsiz ve kaynak göstermeden aldığı bilgilerle kitabını genişletilmiş 2. ve 3. baskı diye piyasaya sürdüğünü, ileri sürerek 3.000 TL manevi tazminatın tahsilini, haksız iktibasın tespiti ve tecavüzün refine, tedavülde bulunan nüshalara müvekkilinin adının derç edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Bakanlık vekili, yapılan işlemlerin yasaya uygun olduğunu, davalıya telif ücreti ödendiğini, davalının hak devir belgesindeki taahhütü değerlendirildiğine müvekkili idareye husumet yöneltilemeyeceğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, alıntı yapıldığı iddia edilen doğum, ölüm tarihleri ve isimlerin bütün tarih kitaplarında kullanıla gelerek anonim hale geldiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ..."da husumet yöneltilebileceği, davanın zamanaşımına uğramadığını, her iki tarafın kitabının ilim eseri olduğu, davalı eserinin 2. ve 3. baskılarında ilk baskısından farklı olarak isimler, doğum ve ölüm tarihleri ve yerleri gibi sadece bilgiler düzeltildiği, bunlarında davacının eserinden farklı bir usluple ele alındığı, davacının bu bilgilere ilişkin olarak kendi eserinde atıflar bulunduğu, dolayısı ile bunların ilk defa davacının günışığına çıkardığı kaynaklar olmadığı, davalının da aynı kaynaklara ulaşmasının mümkün olduğu, tarihsel içerikli bilimsel eserlerde bilimsel muhtevanın korunmasının mümkün olmadığı, davalının bu düzeltmeler için mutlaka davacı eserini kaynak göstermesi gerekmediği, FSEK"in tarihsel verileri korumadığı, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 23.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.