Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16753
Karar No: 2013/15404
Karar Tarihi: 01.10.2013

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/16753 Esas 2013/15404 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2012/16753 E.  ,  2013/15404 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd aleyhine 10/05/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/07/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi vekili Avukat ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Davalı ... yönünden;
    Dava, haksız el koyma nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş, hüküm, davalı hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, kendisine ait küçükbaş hayvanlara kaçakçılık iddiası ile kolluk güçlerince el konulduğunu ve yapılan ceza yargılaması sonucunda üzerine atılı suçtan beraatine ve yedieminde bulunan hayvanların kendisine iadesine karar verildiğini, buna rağmen iadenin gerçekleşmediğini ileri sürerek, bu süreçte mahrum kalınan kazancın davalılardan tazminini talep etmiştir.
    Davalılar ise yediemine teslim edilen hayvanların iade edilmemesinde kusurları bulunmadığını, yedieminin malları iade etmediğini savunarak davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 53. (HUMK 39) ve devamı maddelerine göre, davada taraf olmayan bir kimsenin lehine veya aleyhine hüküm kurulması mümkün olmadığından ve davalı ..."nın bu olayda taraf sıfatı bulunmadığından hakkında açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
    2-Davalı ...’nin temyiz itirazları yönünden;
    Davaya konu olayda; davacıya ait 744 adet küçükbaş hayvana kaçak oldukları iddiası ile 24/05/1999 tarihinde kolluk güçlerince el konulmuş ve yediemin olarak dava dışı şahsa teslim edilmiştir. Ceza yargılaması kapsamında yapılan 10/06/1999 tarihli keşif sırasında beyanı alınan yediemin ... “...yakalanıp bana teslim edilen hayvanlar huzurunuzda bulunan hayvanlardır, gördüğünüz gibi burada bu hayvan kapasitesini kaldıracak derecede ot ve su yoktur, çoğu telef oldu halende olmaktadır...” diyerek hayvanların sahibine iade edilmesini talep etmiştir. Bu durumda, mahkemece el konulan hayvanların sahibine fiilen
    teslim edilip edilmediği, teslim konusunda davacının müracaatının bulunup bulunmadığı, hayvanların yedieminin beyanında geçtiği gibi telef olup olmadığı hususlarının usulünce araştırılması gerekmektedir. Sözkonusu küçükbaş hayvanlar davacıya teslim edilmemiş ise, küçükbaş hayvanların el koyma tarihindeki değerleri belirlenerek davacının zararı hesaplanmalıdır. Ayrıca davacının denetim sırasında ve sonrasında el konulan hayvanlara ait menşeiy şehadetnamesini ibraz edememesi, beraat ve iade kararının 15/10/2003 tarihinde kesinleşmesine rağmen aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra 10/05/2011 tarihinde eldeki bu davayı açması gibi davacı kusurları birlikte değerlendirildiğinde zararın artmasında müterafik (bölüşük) kusuru bulunduğu açıktır. Bu durumda, hükmedilecek tazminat miktarından BK. 42, 43 ve 44 maddeleri gereğince uygun miktarda indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA 01/10/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    1-Aşağıdaki nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.
    Dosya içeriğindeki bilgilere göre ağır ceza mahkemesinin kararının 2003 yılında kesinleştiği ve böylece davanın açılmış olduğu 2011 yılına kadar zamanaşımı süresinin geçtiği açıktır. Süresinde davalı Hazine vekili/temsilcisi tarafından zamanaşımı def"ini ileri sürmemiş olması ve ancak temyiz dilekçesiyle bu def"in gündeme getirilmesi özellikle dava konusu miktarına bakıldığında ve benzeri olan aynı bölgeden gelen dosyalarda da aynı kamu görevlilerince aynı yasaya aykırı işlemlerin yapıldığı ve davanın tebliğinden itibaren yasal süresinde zamanaşımının ileri sürülmeyip temyiz dilekçesinde ancak yazılması hususu ilgililer açısından doğrudan doğruya ve açık bir şekilde görevi kötüye kullanma olup ilk derece mahkemelerinin kararını denetleme yetkisine sahip olan Yargıtayca kararların bozulmasını önlemek için bilinçli olarak takip edilen bir yol olduğu bellidir. Bu hususun pekçok dosyada açıkça devam ediyor olması ilgili kamu görevlileri açısından özellikle rücu davalarında gözlenmelidir. Aksi takdirde bu belirlemeye rağmen rücuda gözlenmemesi rücuyu sağlayacak kamu görevlileri açısından bu kez rücu yolunu açar.
    2-Bu tür bölgesel dosyaların tamamında hayvanların teslim edildiği bir yediemin bulunmaktadır. Bu husus davalı kamuca hiçbir şekilde dile getirilmemekte savunma yöntemi olarak ileri sürülmemekte böylece maddi gerçeğin araştırılması bizatihi davalı kurum tarafından engellenmektedir. Bu husus da ilgili kamu görevlilerine kesin rücu yolunu açmaktadır. Ayrıca iş bu dosyada davacı tarafın yediemin ile olan akrabalık ilişkisi de gözetildiğinde davacının genel hayat tecrübelerine göre hayvanları teslim aldığı sonucunu doğurmaktadır. Bütün bunlara rağmen hazinenin mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
    3-Dosyada davacının hayvancılık yapmakta olduğu ve bir çiftliği bulunduğuna dair hiçbir rapor, keşif zaptı ve benzeri delil ve bulguya rastlanmamaktadır. Esasen hayvan kaçakçılığına ilişkin bütün dosyalarda da durum aynıdır. El konulan hayvanların menşei belirsiz olduğu ve dolayısıyla kaçak hayvan olduğu esasıyla elkonulduğu, yargılamaya konu olduğu açıktır. Bu tür hayvanlar sınır dışından getirildiği takdirde toplu olarak satışa konu edilir, el değiştirir ve dolayısıyla belli bir çiftlik, ağıl vs yerlerde çoğaltma ve ürünlerinden yararlanma (tüy, kıl, yavru ve süt verimi elde etme) çabalarına konu olmazlar. Somut dosyada davacının bu tür hayvanları ve dolayısıyla dava konusu hayvanların ürünlerinden yararlanma amacıyla değil ucuz yöntemlerle elde edip iç pazara sevk ederek kâr etme ve sırf canlı satış üzerinden gelire ulaşma amacıyla elinde bulundurduğu bütün dosya bilgileri ile kesin olarak sabittir. Demek ki bu tür hayvanlar yıllarca elde bulundurulan hayvanlar olmayıp kısa süreli olarak elde bulundurulan hayvanlardır. Davacı haklı bile olsa böyle olaylarda hayvanların sadece o günkü el konulma tarihindeki sayısı üzerinde net, süt vb gelirleri ve çoğalma faktörü gözönüne alınmaksızın piyasa değeri üzerinden hesap yapılıp ödenmesine karar verilebilir. Bu nedenle gerek bölgesel dosyalarda gerekse işbu dosyadaki bilirkişi raporuna hiçbir şekilde itibar edilemez. Eğer kamusal unsurlar gerçekten vatandaşın sürüsüne haksız olarak el koymuş ise bu durumda talep sahiplerinin hakkı karşılanmalıdır. Bunun yöntemi de o günkü sayının piyasa değerinin belirlenip makul bir faiz yöntemiyle iade edilmesidir. Unutulmamalıdır ki belli bir kilogramda süt verimi tekil üstü ikiz, üçüz vb üremelerin kültür ırkı hayvanlar için geçerli olup bu tür hayvanların bölgede coğrafi koşullar itibariyle yaşaması da olanaksız olup sevkiyatı da telef sonucu doğuracağından ve böylece kaçakçılığı konu edilemeyeceğinden bilirkişi raporlarının özellikle denetlenmesi yargı açısından çok önemli bir koşuldur. Bu hususların göz ardı edilmesinin HMK 46 anlamında hakimin sorumluluğu sonucu doğuracağı unutulmamalıdır. Kaldı ki davanın reddine ilişkin bir dilekçe dosyaya girdiğinde ve ceza dosyası delil olarak gösterildiğinde o dosya içeriği de doğrudan inceleme konusudur.
    SONUÇ: Karşı oy görüş yazımın (2 ve 3) nolu bentlerinde açıkladığım nedenlerle davanın reddi gerekirdi. Bu nedenle çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 01/10/2013

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi