11. Hukuk Dairesi 2013/9464 E. , 2013/23415 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03.04.2013 tarih ve 2012/3-2013/90 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin sigortalısı ile davalı şirket arasında yapılan sözleşme gereğince sigortalı şirkete ait emtianın müvekkili şirketin sigortalısının Kahramanmaraş"daki adresine taşınmak üzere davalı şirkete ait araca yüklendiğini, emtianın şirkete sağlam bir şekilde teslim edildiğini ancak 28/10/2010 tarihinde... plakalı çekici ve 38 ... plakalı römork ile taşınan pamuk balyalarının davalı şirket aracı ile nakliyesi gerçekleştirilirken yanmaya başladığını, nakliye sırasında çıkan yangın nedeni ile müvekkili şirketin sigorta kapsamında sigortalıya 77.452,23 TL ödeme yaptığını, davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, bu takibe davalı şirket tarafından itiraz edildiği ancak itirazın süresinde olmaması sebebi ile icra müdürlüğünce itirazın reddedildiğini, bunun üzerine davalı şirketin tebligatın usulsüzlüğü gerekçesiyle Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesinde dava açtığını, davalının itirazının süresinde kabul edilerek takibin durdurulduğunu ileri sürerek, davalı tarafça icra dosyasına yapılan itirazın 77.452,23 TL asıl alacak üzerinden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının Kayseri 8. İcra Dairesi"nin 2011/3144 sayılı takip dosyasında 30/05/2011 havale tarihli itiraz dilekçesi ile davalı ödeme emrini 26/05/2011 tarihinde tebliğ aldığını, takibe konu borçtan sorumlu olmadığını bildirerek takibe itiraz ettiği, Kayseri 8. İcra Dairesi"nce 15/06/2011 tarihinde borçlunun itirazının yasal süresi içinde yapılmaması nedeniyle İİK"nın 66. maddesi gereği reddine ve takibin devamına karar verildiği, davalı borçlunun bu kez 01/07/2011 tarihinde İcra Mahkemesi"ne başvurarak ödeme emri tebligatını 26/05/2011 tarihinde aldığını belirterek anılan tarihin tebliğ tarihi olarak tespitini istediği halde bu şikayetini 26/05/2011 tarihine göre yasal 7 günlük süreden sonra yaptığı, İcra Mahkemesi"nce evvelce yapılan yargılama sonunda 14/12/2011 tarihli karar ile şikayetin kabulüne karar verildiği, İcra Müdürlüğü"nce söz konusu mahkeme kararı nedeniyle 11/01/2012 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, eldeki davanın bu aşamadan sonra 04/01/2012 tarihinde açıldığı, davacı ... şirketinin icra mahkemesinin 14/12/2011 tarihli kararının temyizi için bu mahkemeye 16/12/2011 tarihinde süre tutum dilekçesi verdiği ancak davacı, bu temyiz sonucunu, hatta icra dairesinin 11/01/2012 tarihli durma kararını dahi beklemeden 04/01/2012 tarihinde eldeki itirazın iptali davasını açtığı, Yargıtay bozması üzerine icra mahkemesince 06/02/2013 tarihli kararla sadece şikayetin süresinde yapılmaması nedeniyle şikayetin reddine karar verildiği, en azından 14/12/2011 tarihli İcra Mahkemesi kararını temyiz eden davacının bu temyiz sonucunu beklemeden ve icra müdürlüğünce durma kararı verilmeden önce iş bu itirazın iptali davası açmamasının yerinde olacağı, dosya kapsamına göre davalının itirazın iptali davası açılmasına sebebiyet vermediği, davacı tarafça İcra Mahkemesi"ndeki hukuki prosedür tamamlanmadan önce itirazın iptali davasının açıldığı gerekçesiyle, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yasal koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, nakliyat sigorta poliçesinden kaynaklanan, hasara ilişkin sigorta tazminatının davalı taşıyıcıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya içeriği itibariyle davacı tarafça, davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, yapılan takibe davalı tarafın itirazı üzerine itirazın süresinde olmadığından bahisle icra müdürlüğü tarafından takibin devamına karar verildiği, bu kez davalı borçlu tarafından şikayet yolu ile İcra Hukuk Mahkemesi"ne başvurulduğu, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ilk hükümde şikayetin kabulüne karar verildiği, ilgili kabul kararı sonrasında takibin icra dairesince durdurulduğu, mahkeme kararının hemen sonrasında ise davacı tarafça eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere, davacı tarafça başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından itiraz edilmiş, bu kapsamda İcra Hukuk Mahkemesi"ne şikayet yolu ile başvuru dahil olmak üzere söz konusu takibin durdurulmasına çalışılmıştır. Bu durumda davacının hak düşürücü süre içinde eldeki itirazın iptali davasını açmak durumunda olduğu ve esasen davalının itiraz ile takibi durdurma amacı mevcut olduğu göz önüne alınarak, bu davanın açılmasına sebep olan şikayetinde haksız olduğu nazara alınmaksızın, davacı lehine yapılan gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hatalı hukuki değerlendirme ile davacı taraf aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.