Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanlarından intikal eden ve paydaşı oldukları 1568, 651, 432, 45, 1356, 1566, 338, 289, 434 ve 1090 parsel sayılı taşınmazların tamamının davalı tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuşlardır.
Davalı, dava konusu taşınmazları paydaşlardan M.M.ve Ş. adına işlediğini, geriye dönük 18 yıllık değil 5 yıllık ecrimisil istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısman kabul kısmen reddi ile 651, 432, 45, 3156, 1566, 1568, 338, 289 parsellere davacıların payı oranında davalının elatmasının önlenmesine, 434 ve 1090 parseller yönünden elatma olmadığından reddine, ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava davacıların paydaşı oldukları çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, dava konusu taşınmazda davacıların paydaş oldukları, kabul kapsamına alınan parsellerde davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak taşınmazların tamamını kullandığı görülmektedir.
Davalı taşınmazı paydaş olan M.M. ve Ş.. adına uzun süredir kullandığını savunmuştur. Gerçekten de davalının kullanımına davacı paydaşlar ses çıkarmadığına göre davalının kullanımının muvafakata dayalı olduğunun kabulü gerekir.
Ne var ki, davacılar dava açmakla muvafakatlerını geri almış sayılacaklarından ecrimisil talebinin reddi bu nedenle doğrudur.Ayrıca, davalının dava konusu 434 ve 1090 parsel sayılı taşınmazlara bir elatmasının bulunmadığının saptanarak anılan parseller bakımından davanın reddine karar verilmesi de doğrudur.Davalının tüm, davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.
Davacıların öteki temyiz itirazlarına gelince; 21.6.1944 tarih 13/24 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davalının taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek mutlak olarak elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken davacıların payı oranında elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması doğru değildir.
Diğer taraftan kabule göre dava kısmen kabul kısmen ret edildiğine göre kabul ve ret oranına göre taraf yararına yargılama giderlerinin hüküm altına alınması gerekirken hüküm fıkrasının karıştırılarak "780.-YTL vekalet ücretinin davacıya verilmesine", yine "3.943.87.-YTL vekalet ücretinin davalıya verilmesine" şeklinde karar verilmiş olması da doğru değildir.
Davacıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hüküm açıklanan nedenlere hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.