Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/840 Esas 2009/2710 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/840
Karar No: 2009/2710

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/840 Esas 2009/2710 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/840 E.  ,  2009/2710 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KORKUTELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/02/2005
    NUMARASI : 2000/15-2005/44

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanları M. Ö."in ilk eşinden olma çocuklarından mal kaçırmak amacıyla çekişme konusu taşınmazlarını davalı 2.eşi Kamile"ye devrettiğini, K."nin bu taşınmazlardan 137  ada 11 parsel sayılı olanı muvazaalı olarak davalı M.e temlik ettiğini, yapılan tüm temliki işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların kadastroca davalı K. adına tespit ve tescil edilmiş olduğunu, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. 
                                            -KARAR-
     Dava,muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece; hak düşürücü süre nedeniyle  davanın reddine  karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; davacıların mirasbırakanı M.Ö."in, 11.07.1999 tarihinde öldüğü kayden sabit olup, çekişme konusu taşınmazların  ise,   kadastroca davalı adına yapılan tespitin 1986 yılında ( kadastro tespiti 23.01.1995  tarihinde kesinleşen   137 ada 11 parsel sayılı taşınmaz hariç) keşinleştiği  ve sicil kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır.
    Bu durumda; mirasbırakanın kadastro tespitinden sonra öldüğü görülmektedir.
    Bilindiği üzere; TMK"nun 599. maddesi hükmü uyarınca miras ölümle intikal eder ve mirasçılar bu tarih itibariyle terekede hak sahibi olurlar.
    Diğer taraftan, 3402 Sayılı kadastro Kanununun 12/3. maddesinde öngörülen10 yıllık hak düşürücü sürenin kadastro tespitinin kesinleşmesi ile başlayacağı ve  bu süre geçtikten sonra kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak açılan davanın dinlenme olanağının bulunmayacağı tartışmasızdır.
    O halde; çekişme konusu taşınmazların kadastro  tespiti  miras bırakanın ölüm tarihinden önce yapıldığınına göre, dava açma hakkına  miras bırakının ölümünden sonra sahip olan davacıların  açmış olduğu eldeki davada anılan madde hükmünün, buna bağlı olarakta hak düşürücü sürenin uygulama yerinin bulunmadığı kuşkusuzdur...       
      Hal böyle olunca; Mahkemece,  3402 Sayılı Kadastro Kanunun 12/3. maddesindeki düzenlemeye yanlış anlam ve yorum getirilerek, hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   4.3.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.