Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/8848 Esas 2020/2491 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8848
Karar No: 2020/2491

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/8848 Esas 2020/2491 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, 10745 ada 16 sayılı parseldeki taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemiyle açılmıştır. Mahkeme, davanın kabulüne karar vererek taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine hükmetmiştir. Ancak, muhdesatın aidiyeti konusunda taraflar arasında anlaşmazlık olduğu için hükümde yanlışlık yapılmıştır. Bu nedenle, davacıya muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açmak üzere süre verilmesi gerekmektedir.
Kanun maddeleri: Paydaşlığın giderilmesi davalarıyla ilgili olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 825. maddesi ve 6402 sayılı Kanun'un 318. maddesi gereğince hüküm verilir.
20. Hukuk Dairesi         2017/8848 E.  ,  2020/2491 K.

    "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava dilekçesinde, tarafların 10745 ada 16 sayılı parseldeki taşınmaza müşterek malik olduklarını, gayrimenkulün rızaen taksiminin mümkün olmadığını, davacının mevcut mülkiyet üzerinde tasarrufta bulunamadığını bu nedenlerle taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi istenilmiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, davaya konu edilen ........sayılı parseldeki taşınmazın ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%.....) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
    Somut olaya gelince; mahkemece, tarafların muhdesat iddiası hakkında beyanları alınarak, dava konusu taşınmaz üzerindeki bu muhdesatın aidiyeti hususunda tarafların ittifak edip etmedikleri üzerinde durulması, ittifak etmiyorlarsa muhdesat iddiasında bulunan tarafa bu konuda muhdesat aidiyetinin tespiti davası açmak üzere süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılacak davanın niteliği ve sonucuna göre de gerekirse bilirkişiden ek
    azın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması, verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi karar verilmesi gerekirken, davacılar vekiline muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açmak üzere süre vermeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/07/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.