Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3719
Karar No: 2020/205
Karar Tarihi: 22.01.2020

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/3719 Esas 2020/205 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2017/3719 E.  ,  2020/205 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/08/2015 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/07/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan kararın ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının 54,40TL"sinin davacıya, 341,55TL"sinin de davalıya yükletilmesine, peşin alınan harçların bundan mahsubuna 22/01/2020 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
    KARŞI OY YAZISI
    Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, TBMM’de temsil edilen bir siyasi partinin genel başkanı olan davalının, 03/08/2015 tarihinde, dava dışı bir siyasi parti genel başkanını hedef alarak yaptığı basın açıklamasında müvekkilinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde ifadelere yer verdiğini beyanla, manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
    Davalı vekili; siyasi parti genel başkanı olan müvekkilinin, siyasi rakiplerinin tavır ve sözlerindeki çelişkileri ortaya koymak maksadıyla dava konusu ifadeleri kullandığını, sözlerinin siyasi bir eleştiri olarak kabul edilmesi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep ve savunmuştur.
    Mahkemece; davalının sarfettiği sözlerin eleştiri sınırlarını aşan, davacının kişilik haklarını hedef alan, tahkir edici, onurunu zedeleyici ve “hırsız” ifadesiyle de açıkça suç isnadı içeren mahiyette olduğundan bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dava konusu uyuşmazlıkta çözüme kavuşturulması gereken husus, davacı hakkında söylenen sözlerin, davacının şöhret ve itibarına saygı gösterilmesini isteme hakkı (kişilik hakları) ile davalının ifade özgürlüğü arasındaki makul dengenin doğru kurulup kurulmadığına ilişkindir.
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) ve Anayasa Mahkemesine (AYM) göre ifade özgürlüğü, demokratik toplumun temelini oluşturan ana unsurlardan olup sadece toplum tarafından kabul gören, zararsız veya ilgisiz kabul edilen bilgi ve fikirler için değil incitici, şok edici ya da endişelendirici bilgi ve düşünceler için de geçerlidir. İfade özgürlüğü, yokluğu hâlinde demokratik bir toplumdan söz edemeyeceğimiz çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin bir gereğidir (AİHM; Handyside/Birleşik Krallık, B.No: 5493/72, 7/12/1976, pr. 49; Von Hannover/Almanya (No: 2), B.No: 40660/08 ve 60641/08, 7/2/2012, pr. 101); (AYM; ... Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A.Ş, B.No: 2013/2623, 11/11/2015, pr. 31 [G.K.]; D.Ö, B.No: 2014/1291, 13/10/2016, pr. 56 [G.K.]; ..., B.No: 2014/4548, 5/12/2017, pr. 18; ...(3), B.No: 2015/1220, 18/7/2018, pr. 28)
    Ayrıca ifade özgürlüğü, temsil ettikleri seçmenlerinin kaygılarına dikkat çektikleri ve onların menfaatlerini savunmak zorunda oldukları için halkın seçilmiş temsilcileri bakımından özel bir öneme sahiptir (AİHM; Lombarda ve diğerleri Malta, B. No: 7333/06, 24/4/2007). Seçmenlerini temsil eden, onların talep, endişe ve düşüncelerini politik alana aktaran ve çıkarlarını savunan siyasiler için ifade özgürlüğünün özellikle değerli olduğu açıktır. Bu sebeple siyasi bir kişinin ve özellikle bir siyasi parti genel başkanının ifade özgürlüğü söz konusu olduğunda incelemenin daha özenli yapılması gerekir (AYM; Kemal Kılıçdaroğlu, B.No: 2014/1577, 25/10/2017, pr. 60)..
    Öte yandan; maddi olgular ile değer yargısı arasında da ayrıma gidilmeli, değer yargılarının doğruluğunu ispatlamanın mümkün olmadığı gözetilmelidir (AİHM; Lingens/Avusturya, B. No: 9815/82, 8/7/1986). Zira taraflara değer yargılarının doğruluğunu ispat külfeti getirilmesi, hakkın kullanımını imkânsız kılacaktır. Bununla birlikte, değer yargısının da makul bir olgusal temele sahip olması gerektiği, orantılı ve ölçülü bir biçimde ifade edilip edilmediği denetlenmelidir (AİHM; Jerusalem/Avusturya, B. No: 26958/95, 27/2/2001).
    Ancak belirtmek gerekirki, ifade özgürlüğü sınırsız değildir. Başta siyasi kişiler olmak üzere, en geniş hâlde dahi ifade özgürlüğünün, kişilerin itibarına zarar verecek boyuta ulaşmaması gerekir. Bu gereklilik, temel hak ve hürriyetlerin; kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva ettiğini belirten Anayasa"nın 12. maddesinin ikinci fıkrasından doğan bir zorunluluktur (AYM; ..., B. No: 2013/1461, 12/11/2014). Bu itibarla, Anayasa"nın 26. maddesinin ikinci fıkrasına göre ifade özgürlüğünün sınırlandırılma nedenlerinden biri de başkalarının şöhret ve itibarının korunmasıdır. Davalının söylediği sözlerin, ifade özgürlüğünün sınırlarını aşıp aşmadığını belirlerken mahkemece ortaya konulan gerekçenin, bu özgürlüğü sınırlamak için yeterli ve ilgili olmasının yanında, ifade özgürlüğüne getirilecek sınırlamanın, demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik, ölçülü, orantılı ve istisnai nitelikte olması da gerekir.
    Mahkemeler, yarışan haklar arasında dengeleme yaparken; söylenen sözlerin kamusal bir tartışmaya katkı sağlamasına, toplumsal ilginin varlığına ve konunun güncel olmasına, ifadelerin türüne, içeriğine, ifadeye yönelik kısıtlamanın niteliğine ve kapsamına, sözlerin kim tarafından dile getirildiğine, hedef alınan kişinin kim olduğuna ve tanınırlık derecesi ile ilgili kişilerin önceki davranışlarına dikkat etmelidir (AYM; Mustafa Nihat Behramoğlu ve Diğerleri, pr.47).
    Somut davada göz önünde bulundurulması gereken ilk husus tarafların toplumsal konumlarıdır. Davacı aynı zamanda bir siyasi partinin genel başkanı, davalı da yine bir siyasi parti genel başkanıdır. Siyasi kişilikler arasında birbirlerine karşı söz ve ifadelerindeki eleştiri sınırları, sıradan bir kimse ile karşılaştırıldığında daha geniştir. Bu sebeple, davanın tarafı olan siyasetçilerin, diğer kişilere göre daha fazla hoşgörülü olmaları gerekir.
    Somut davada yine gözönünde bulundurulması gereken diğer bir husus da dava konusu sözlerin davacının özel ve mahrem hayatına değil, siyasi alana yönelik olmasıdır. Davalı, dava dışı bir siyasi parti liderinin kendisi hakkında söylediğini iddia ettiği “Boğaz’da, yalılarda viskilerini yudumlayıp HDP’ye oy veren şerefsizler” şeklindeki sözlerine karşılık “Seçmenimize küfür ve hakaret edene bin misliyle aynen iade ediyorum. Seçim öncesi hırsızdan hesap sorarız deyip seçim sonrası hırsızın sarayında zevk-i sefa sürenler midir şerefli olanlar” şeklinde sözlerle yollama yaptığı anlaşılmaktadır. Davalı bu şekilde, tutarsız davrandıklarını düşündüğü siyasi rakiplerini eleştirmiştir. Konuşmada ifade edilen “hırsız” sözünün, ilk derece mahkemesinin ifade ettiği gibi, normal kişilerin birbirlerine söylediği anlamıyla belli bir suç isnadı kastıyla değil, kamunun kaynaklarını etkin ve verimli kullanılmaması anlamında siyasi bir içerik taşıdığı kabul edilmelidir. Dolayısıyla konuşmanın içeriğinin politik bir meseleye dair olduğu açık olup siyasi eleştirinin sert bir biçimde ifadesi olarak değerlendirilmesinde zorunluluk vardır (Benzer değerlendirme için bkz. AYM; Kemal Kılıçdaroğlu, B.No: 2014/1577, pr. 63).
    Öte yandan davalı, dava dışı bir siyasi parti liderinin kendisine karşı kullandığı sözlere gönderme yapmıştır. Siyaset adamlarının birbirlerine karşı kullandıkları bu sözler, (sıradan insanlar bakımından açık bir suç isnadı olarak kabul edilebilecek mahiyette kabul edilebilecekken) açıkça polemik (söz dalaşı) çıkarmaya, şiddetli tepkiler yaratmaya ve taraftarlarını bir arada tutmaya yönelik siyaset üsluplarının bir parçası olarak kabul edilmelidir. Zira aynı üslup, siyaset adamlarınca birbirlerine karşı sıkça ve aynı tonda kullanılabilmektedir (Benzer değerlendirme için bkz. AYM; Kemal Kılıçdaroğlu, B.No: 2014/1577, pr. 65).
    Tüm bu açıklamalar ışığında; dava konusu sözlerin, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilerek, davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun onama yönündeki düşüncesine iştirak edilmemiştir. 22/01/2020












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi