2. Hukuk Dairesi 2014/3571 E. , 2014/4499 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Yozgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :22.03.2013
NUMARASI :Esas no:2013/191 Karar no:2013/181
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, küçükler Nurhayat ve Esranur hakkında 5395 sayılı Kanuna göre verilmiş olan “bakım tedbiri uygulanmasına” ilişkin koruma kararının kaldırılması isteğine ilişkin olup, mahkemece; "koruma kararı alınmasını gerektiren şartlar ortadan kalkmadığı” gerekçesiyle reddedilmiş, kararı davacı kurum temyiz etmiştir.
Davaya asliye hukuk mahkemesince bakılmıştır.
Korunmaya ihtiyacı olan çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı alma, alınmış olan tedbiri kaldırma veya süresini uzatma veya değiştirme, çocuk mahkemesinin görevindedir. (5395 s. ÇKK. md. 7 ve 8). Çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve başlayıncaya kadar, bu nitelikteki kararlar görevli aile veya asliye hukuk mahkemelerince alınır (5395 s. ÇKK. Geçici md. 1/4). Yozgat"ta müstakil çocuk mahkemesi bulunmamaktadır. Böyle bir durumda davaya asliye hukuk mahkemesince “aile mahkemesi” sıfatıyla bakılması gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru değil ve hükmün bu sebeple bozulması gerekiyor ise de; karardan sonra 25.05.2012 tarihinde Yozgat"ta müstakil aile mahkemesi kurulup faaliyete geçmiştir. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun Geçici 1. maddesinde “aile mahkemesi kurulan yerlerde, bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde yargı çevresi içerisinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işlerin yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceği” hükme bağlanmıştır. Öyleyse yukarıda değinilen şekilde bozma yapılmayıp; karar temyiz edilmekle dava sonuçlanmamış hale geldiğinden, dosyanın, az önce sözü edilen geçici 1. madde uyarınca görevli ve yetkili aile mahkemesine devredilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 03.03.20
KARŞI OY YAZISI
İstek, ergin olmayan küçükler Nurhayat ve E.. K.. hakkında daha önce verilmiş olan koruma kararlarının kaldırılmasına ilişkin olup 14.03.2013 tarihinde yapılmıştır. İstek asliye hukuk mahkemesine yapılmış ve mahkemece 22.03.2013 tarihindereddedilmiştir. İsteğin reddedilmesinden sonra 05.09.2013 tarihinde Yozgat"ta Aile Mahkemesi kurulmuş ve faaliyet geçmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesine göre “Aile mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresi içerisinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemesine devredilir.”
Talep aile mahkemesinin faaliyete geçmesinden önce sonuçlandırıldığına göre elde sonuçlanmamış bir dava veya istek de yoktur. O halde bu sebeple kararın bozulmasına karar verilmez.
Öte yandan 07.11.1982 tarihli ve 2709 Numaralı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/3. maddesinde “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğu”, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde “Herkesin, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde sonuçlandırılmasını isteyebileceği,” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 30. maddesinde “Hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu” hüküm altına alınmıştır. Yakarıda belirtilen kurallar ilk derecede mahkemeleri olduğu gibi Yargıtayı" da bağlayıcı niteliktedir. Bu açıklamalar karşısında kararın sayın çoğunluğun görüşü doğrultusunda bozulması eldeki dava için gereksiz gider yapılmasına ve davanın makul sürede sonuçlandırılmasına da engel olacak niteliktedir.
Yukarıda açıklanan sebeple davanın görevli mahkemede bakılıp sonuçlandırıldığı kabul edilerek temyize yönelik inceleme yapılması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.