3. Hukuk Dairesi 2016/21746 E. , 2017/10154 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki nafaka arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının Büyükçekmece 1.Aile Mahkemesi 2011/139 Esas 2011/766 Karar Sayılı İlamı ile boşandıklarını, karar gereği 2009 doğumlu İlhan isimli müşterek çocuklarının velayetinin annesine verildiğini, müşterek çocuğa bu ilamda 350 TL iştirak nafakası bağlandığını, TÜFE oranında belirlenen artırım sonucunda en son 2014 yılı Temmuz ayından itibaren 450 TL olarak davalı tarafından yatırılmaya devam edilmekte olduğunu; ancak, çocuğun büyüyüp okula başlamış olması nedeniyle nafakanın yetersiz kaldığını, aylık 450 TL olan nafaka miktarının 1.500 TL"ye çıkartılmasına, arttırım oranının TÜFE olarak belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; dava ile ilgili yetki itirazında bulunduğunu, davacı ile 2011 yılı Temmuz ayında anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocukları İlhan için 350 TL iştirak nafakasını ve TEFE-TÜFE oranında artışı aralarında belirlediklerini, karar gereği bağlanan nafakayı düzenli olarak ödediğini, gelirinin sonraki dönemde azaldığını, giderlerinin de arttığını; ancak, çocuğunun zor duruma düşmemesi için ödemeye devam ettiğini, yeni bir evlilik yapmış olduğunu, davacı vekilinin iddialarının yersiz olduğunu; yetki itirazının kabulüne, esas yönünden de iştirak nafakasının arttırılmasını gerektirecek bir durumun oluşmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, Büyükçekmece 1.Aile mahkemesinin 2011/390 Esas sayılı dosyasından verilen iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 650 TL olarak davalı babadan alınıp müşterek çocuk için davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Adli yardım 6100 Sayılı Yasanın 334 ile 340.maddelerinde (1086 sayılı HUMK.nun 465 ila 472 maddelerinde) düzenlenmiş olup, taraflardan birinin davanın gerektirdiği harç ve masrafları karşılayacak maddi gücünün bulunmaması durumunda, bu mali yükümlülüklerden geçici olarak muaf tutulmasıdır. Adli yardımdan yararlanan taraf davayı kazanırsa, diğer taraf adli yardım nedeniyle alınmamış olan bütün yargılama giderlerine de mahkûm edilir; adli yardımdan yararlanan tarafa vekil de tayin edilmiş ise (HMK"nun 335/1-ç), karşı taraf vekâlet ücretine de mahkûm edilir. Adli yardımdan yararlanan taraf davayı kaybederse (haksız çıkarsa), gerek diğer tarafın ödemiş olduğu, gerekse kendisinden adli yardım nedeniyle alınmamış olan bütün yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir; mahkeme uygun görürse, yargılama giderlerinin en çok bir yıl içinde aylık eşit taksitler halinde ödenmesine karar verebilir. (HMK"nun 339/1.maddesi) Hemen belirtilmelidir ki; yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan eş deyişle aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. (HMK"nun 326/1.maddesi) Mahkeme, davada haksız çıkan tarafı kendiliğinden yargılama harç ve giderlerini ödemeye mahkûm eder; bunun için haklı çıkan tarafın bir talepte bulunmuş olmasına gerek yoktur. (6100 sayılı HMK"nun 332/1.maddesi).
Ne var ki; eldeki davada adli yardım talebi olmamasına rağmen mahkemece yanılgılı değerlendirme ile adli yardım talebi varmış gibi yargılama giderleri konusunda hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün, HUMK 438/7, C2 hükmü ve 6100 sayılı HMK 370/2 ek 3/1 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan yöne ilişkin davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2. fıkrasının silinerek yerine ‘Davacı tarafından yatırılan başvurma harcı 29,20 TL ve peşin harç olan 29,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine’ ifadesinin yazılmasına, 3. fıkrasının silinerek yerine ‘Davacı tarafından yapılan 79 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine’ ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.