11. Hukuk Dairesi 2013/9709 E. , 2013/23385 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25.12.2012 tarih ve 2010/455-2012/547 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkilleri ve davalı ..."ın ..."ın mirasçısı olduklarını, murisin 14.02.2008 tarihinde vefat ettiğini, 01.07.2005 tarihinde davalı ..."a banka kredi işlemleri ile ilgili vekaletname verdiğini, vekaletin mevduaat hesabından para çekme işlemini kapsamadığı halde 60.349 TL murisin hesabından çekildiğini, bankanın gerekli özen ve dikkati göstermediğini ileri sürerek, davacı ..., ..., ..., ... için 5.029 TL ayrı ayrı, davacı ... için 15.870 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, terekenin iştirak halinde mülkiyete tabi olduğunu, davacıların miras payları oranında talepte bulunamayacağını, murisin yapılan işlemlere icazet verdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, muris tarafından davalı ..."a verilen vekaletin mevduat hesabından para çekme işlemini kapsamadığı, davalı ..."ın vekaletteki yetkisini aşarak işlem yaptığı, bankanın basiretli şekilde hareket etmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, ..., ..., ..., ... için ayrı ayrı 4.199,91 TL, davacı ... için 12.599,74 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı banka vekili temyiz etmiştir.
Davacı taraf, davalı ... ile müvekkillerinin ..."ın mirasçısı olduklarını, murisin vefat etmeden önce davalı ..."a bankadan kredi çekmesi konusunda vekalet verdiğini, ancak davalı ..."ın yetkisi olmadığı halde murisin mevduat hesabından para çektiğini, bankanın da gerekli özeni göstermediğini ileri sürerek, davacıların miras payları oranında tahsil talebinde bulunmuş, mahkemece de dava kabul edilerek davacıların miras payları oranındaki miktarların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Oysa, birden fazla kişilerin birlikte dava açması veya dava edilmesinin zorunlu olduğu hallerde, mecburi dava arkadaşlığından söz edilir. Bu husus, davada mecburi dava arkadaşlarının birlikte hareketini gerektirir. Kural olarak, mecburi dava arkadaşlığında mahkemece verilecek kararın tek ve aynı doğrultuda olması mecburiyeti de vardır.
İştirak halinde mülkiyette, mülkiyet hakkının tümü aynı anda birden fazla kişiye aittir. İştirak halinde mülkiyette paydaşlar, haklarını ve özellikle ortak mal üzerindeki tasarruf yetkilerini oy birliği ile verecekleri karara göre kullanabilirler. Dava açılması da bu anlamda önemli bir hukuki tasarruf niteliğinde olacağından, paydaşların hep birlikte hareketini zorunlu kılmaktadır. İştirak halinde mülkiyette konusu paradan başka şey olan eda, tespit ve inşai davaların birlikte açılması zorunluluğu vardır.
İştirak halinde mülkiyet hallerinden birisi de miras şirketidir. Miras şirketinden bahsedilebilmesi için murisin terekesi üzerinde mirasçı sıfatına haiz birden fazla kişinin bulunması gereklidir. Miras şirketinin tüzel kişiliği yoktur. Terekeye dahil mal veya haklar üzerinde tüm mirasçılar iştirak halinde maliktir. Bu durum mirasın taksimine kadar devam eder.
Mirasçılardan birinin terekedeki mal ve haklara ilişkin olarak yalnızca kendi payı oranında dava açması halinde, böyle bir dava dinlenemez, zira, yalnız başına bir mirasçının iştirak halindeki tereke üzerinde tasarruf ehliyeti yoktur.
Bu itibarla, mahkemece davacıların hukuki durumunun yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda değerlendirilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı banka vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numarılı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmemesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı bankaya iadesine, 20.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.