11. Hukuk Dairesi 2013/17458 E. , 2013/23379 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/07/2013 tarih ve 2013/459-2013/674 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket için personel taşıma işi yaptığını, buna ilişkin kestiği faturaya itiraz olmadığı halde ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının yerleşim yeri, sözleşmenin ifa edileceği yer ve taraflar arasındaki yetki sözleşmesinde kararlaştırılan yer İzmir olduğundan İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, istem halinde kararın kesinleşmesinden sonra dosyanın yetkili ve görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşıma bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında, davacının taşıma işini yapmayı taahhüt ettiği, davalının da buna mukabil taşıma ücretini ödemeyi üstlendiği bir sözleşmenin varlığı ihtilafsız olup, davalı yanca gerek icra takibine itirazda ve gerekse de işbu davaya verilen cevapta sözleşme ilişkisi inkar edilmemiştir. İşbu icra takibi ve davada, davacı, taraflar arasındaki personel taşıma sözleşmesi uyarınca kendi üzerine düşen taşıma edimini yerine getirdiğini ileri sürerek davalıya düşen ücret (para) ödeme ediminin ifasını talep etmektedir. Bu anlamda, somut takip ve dava bakımından sözleşmenin ifa yeri, davacının ediminin ifa edileceği yere göre değil davalının taşıma ücretini ödemesi gerektiği yere göre belirlenmelidir. Sözleşmede davalıya düşen taşıma ücreti ödeme ediminin ifa yeri bakımından, BK’nın 73. maddesindeki düzenlemede belirtildiği gibi, taşımacının yerleşim yeri dışında bir yer belirlenmiş değildir. Her ne kadar, düzenlenen sözleşmede, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri bakımından yetki şartına yer verilmiş ise de, bu belirlemenin, davalıya düşen ödeme ediminin ifa yeri ile ilgisi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, mahkemece, sözleşme ile davalıya düşen edimin ifa yeri gözden kaçırılarak, sözleşmenin ifa yerinin İzmir ili olduğundan bahisle yetki itirazının kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, davacının 6762 sayılı Kanun’un 14., 6102 sayılı Kanun’un ise 12. maddesinde benzer biçimde tanımlandığı üzere tacir olup olmadığı hususu da dosya kapsamı ile belirgin değildir. Bu durumda, taraflar arasında düzenlenen sözleşmedeki yetki şartının, HMK’nın 17. ve 448. maddeleri çerçevesinde geçerli olup olmadığı tartışılmaksızın bu şarta bağlı olarak da yetki itirazının kabulüne karar verilmesi yerinde olmadığı gibi, özel yetkili mahkemenin ve/veya mahkemelerin bulunduğu hallerde sadece davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkisinin nazara alınarak yetkisizlik kararı verilemeyeceği de açıktır.
Tüm bu yasal ve gerektirici nedenler gözetilerek, yetersiz inceleme, araştırma ve gerekçeye dayalı olarak davalının yetki itirazının kabulüyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.