Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/25106
Karar No: 2016/3934
Karar Tarihi: 22.03.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/25106 Esas 2016/3934 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/25106 E.  ,  2016/3934 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı SGK Başkanlığı işleminin iptali ile aylığın, kesilme tarihi itibarıyla yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamda belirtildiği üzere davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Hakkında verilen boşanma kararı 13.09.2004 tarihinde kesinleşen davalıya, yaşamını yitiren ve 506 sayılı Kanunun hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davacı kurumca 25.10.2008 tarihinden itibaren kesilerek, 25.10.2008-24.06.2011 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuku işlemi tesis edildiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin 2. fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Burada, eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun/durumunun tanımlanması, hukuki sınır ve çerçevesinin çizilip ortaya konulması önem arz etmektedir. Taraflar arasında hangi hukuki sebep ve maddi vakıaya dayanmış olursa olsun sona ermiş evlilik birliğinin hak ve yükümlülüklerinin sürdürüldüğü beraberlikler veya kesinleşmiş yargı kararına bağlı olarak gerçekleşmiş boşanmanın var olan/olası sonuçlarını ortadan kaldırıcı/giderici nitelikteki birliktelikler madde kapsamında değerlendirilmeli, ortak çocuk/çocuklar yönünden, boşanma kararına bağlanan veya bağlanmayan kişisel ilişkilerin yürütülmesini sağlamaya yönelik olarak, eşlerin belirli aralıklarda ve günlerde zorunlu şekilde bir araya gelmeleri durumunda ise kanun koyucunun bu türden ilişkinin varlığının gelir/aylık bağlanmaması veya kesilmesi nedeni olarak öngörmediği kabul edilmeli, boşanılan eşle kurulan/yürütülen ilişkinin, eylemli olarak birlikte yaşama kavramı kapsamında yer alıp almadığı dikkatlice irdelenerek saptama yapılmalıdır.
    Somut olayda; davacı ve eşinin 23.06.2004 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, dosya kapsamından sabit herhangi bir geliri bulunmadığı anlaşılan davacının, kendisi ve henüz reşit olmayan müşterek çocuk için herhangi bir maddi/nafaka talebinde bulunmadığı; 28.03.2012 tarihli Sosyal Güvenlik Denetmeninin hazırlamış olduğu rapora göre davacının ilamda yazılı adresine gidildiğinde, konutta boşanılan eşin de bulunduğu ve denetmenleri boşanılan eşin karşıladığı, diğer sokakta abisiyle yaşadığını, işsiz olduğunu beyan edip imzasıyla teyit ettiği ancak, bu kez 24.04.2012 tarihli Kolluk tutanağında ise boşanılan eşin dava konusu dönem yönünden Antalya ilinde çalıştığına ilişkin tutanak tanzim edildiği, bu itibarla tutanağın somut verilerle örtüşmediği, yine rapor kapsamında yapılan çevre soruşturmasında davacı ve eşinin karı koca olarak bilindiklerinin tespit edildiği; Kuruma ihbarda bulanan ve boşanılan eşin amcası olduğu anlaşılan, kamu tanığı sıfatıyla dinlenen şahsın, huzurda alınan beyanında davacı ve eşinin evli olarak bildiğini tekrar ettiği dikkate alındığında; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosya arasında bulunan bilgi ve belgeler mahkemenin gerekçesi ile örtüşmediği gibi eksik incelemeye dayanmaktadır.
    Mahkemece yapılacak iş; davacı ile boşandığı eşinin fiilen birlikteliklerini sürdürdükleri yolunda bilgi ve belgeler bulunduğunun kabulü ile, Kurum tarafından tanzim olunan denetim raporunun aksi ispat oluncaya değin geçerli belgelerden olduğu gözetilmek suretiyle; davacı ve eşinin ayrı ayrı Adres Bilgileri Geri İzleme Raporu, Nüfus Müdürlüğünden alınarak davacı ve eşinin kayıtlı adresleri dava konusu dönem yönünden irdelenmeli ve davacı ile eşinin kayıtlı adresleri yönünden ayrı ayrı bu kez geniş kapsamlı, titizlikle ve gerekirse bilgi edinilen şahısların isim yada sıfatları da tutanağa eklenmek suretiyle yeniden Kolluk araştırması yapılmalı, beyan edilen adreslerde fiilen oturup oturmadıkları, birlikte yaşayıp yaşamadıkları araştırılmalı; dava konusu dönem içerisinde görev yapan mahalle muhtar ve azalarının kanaat edinmeye yetecek sayıda tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, çelişki oluşursa giderilmeye çalışılmalı; medula sisteminde davacı ve eşinin kayıtları araştırılmalı; dava konusu dönem esas alınarak 25.10.2008-24.06.2011 tarihleri itibariyle, davacının ve eşinin ayrı ayrı kayıtlı adresleri itibariyle, ilgili oldukları seçim kurullarından 2008 yılından itibaren talep sonuna kadar icra edilen seçimlere ilişkin ayrıntılı seçmen bilgi kayıtları dosya arasına alınarak adres, sandık, sıra noları karşılaştırılmalı; böylece “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi