20. Hukuk Dairesi 2014/9064 E. , 2015/1873 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 11/04/2012 tarihli dava dilekçesinde sınırları yazılı 12000 m2 taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı şartların davacı yararına gerçekleştiğini bildirerek, Medenî Kanunun 713. maddesine göre davacı adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, taşınmazın 6292 sayılı Kanun gereğince bedeli ödenerek satın alındığı ve davacı adına tescil edildiği gerekçesiyle davanın konusu kalmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil davasıdır.
Yörede, orman ve arazi kadastrosunun ne zaman yapılıp kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır.
Fen bilirkişi raporunda; çekişmeli taşınmazların toplam 11216 m2 yüzölçümlü olduğu ve krokide sarı ve mavi ile işaretli ............... Köyü 112 ada 2 ve ......... 13260 ada 10-11 parsellerde kaldığı açıklanmış olmasına rağmen; mahkemece ............... Köyü 471, 472, 473, 474 ve 482 sayılı parsellerde kaldığı ve bu parsellerin de zaten davacı adına tescil edildiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; mahkemece yörede orman ve arazi kadastrosunun ne zaman yapılıp kesinleştiği araştırılmamış, bu çalışmalara ait harita ve tutanaklar getirtilip orman bilirkişi aracılığıyla mahalline uygulanmamış, davacıya ait olduğu anlaşılan 471, 472, 473, 474 ve 482 parsellerin, krokide gösterilen 112 ada 2 ve 13260 ada 10 ve 11 sayılı parsellerle bağlantısı da ortaya konulmamıştır. Yani, fen bilirkişi raporunda gösterilen 112 ada 2 sayılı parselin orman; 13260 ada 10 ve 11 parsellerin 2/B niteliğiyle ....... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktaysa da; 2011 yılında yapılan kullanım kadastrosu sonucu oluşan ve davacı adına kullanım şerhi verilmiş olan ............... Köyü 471, 472, 473, 474 ve 482 sayılı parsellerin hangi 2/B parseli ile bağlantılı olduğu krokiden belli değildir.
O halde; mahkemece, bir orman bilirkişi ve bir fen elemanı aracılığıyla yapılacak keşifte, yörede yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B çalışmasıyla ilgili harita ve tutanaklar, çekişmeli taşınmazları geniş çevresiyle gösteren hem ..............., hem de ........."e ait kenarlaştırılmış arazi kadastro paftası ve kullanım kadastro paftası getirtilerek, ölçekleri birbirine eşitlenmeli, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 10 ya da 12 orman sınır noktası gösterilecek biçimde, çekişmeli taşınmazın her bir haritaya göre konumu belirlenmeli, bu şekilde yapılacak araştırma sonucu, dava konusu taşınmazların tapulu bir taşınmaz içinde mi, yoksa tespit harici alanda mı kaldığı belirlenmeli, 2/B parselinde kalıyorsa ve kullanım kadastrosuna konu olmamışsa zilyedlik şerhi verilmesinin mi istendiği davacıya açıklattırılmalı, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir.
Bundan ayrı, 01.04.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunda çekişmeli taşınmazın bağlı bulunduğu .......... ilinin de içinde olduğu bazı illerde Büyükşehir Belediyesi kurulması ve sınırlarının belirlenmesi hususları düzenlenmiş ve bu madde kapsamındaki köylerin tüzel kişilikleri sona ermiştir. HMK 114/d ve 115/2. maddesine göre; taraf ehliyeti dava şartlarından olup taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece re"sen de gözönünde bulundurulabilir.
Bu nedenle mahkemece dava ile ilgisi bulunan ............... Köyü ve ......... yerine ilgili belediyenin davaya dahil edilmesi, bu şekilde husumet yaygınlaştırıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken ............... Köyü Tüzel Kişiliği huzuruyla davaya devam edilip yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 23/03/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.