20. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/9017 Karar No: 2015/1871
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/9017 Esas 2015/1871 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2014/9017 E. , 2015/1871 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 12/07/2010 tarihli dilekçesiyle davacının zilyedliğinde bulunan taşınmazın kısmen orman; kısmen de 2/B sahasında bırakıldığı iddiasıyla, sınırlandırmanın iptalini ve davacı adına tescil kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın takipsiz bırakılması nedeniyle 07/11/2012 tarihinde işlemden kaldırılmasına; 3 aylık yasal süre içinde de yenilenmemesi nedeniyle HMK 150/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman tahdidine itiraza ilişkindir. Yörede 1963 yılında yapılan orman kadastrosu ve 1993 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu 1950 yıllarında yapılmış, taşınmaz bu çalışmada tespit harici bırakılmış, sonradan 1694 numaralı orman ve 1623 numaralı 2/B parselinde bırakılmıştır. Davacı vekili, müvekkilinin ilk vekili Av. ..."in vefat ettiğini, bu bilginin 02.08.2012 tarihinde UYAP sistemine girildiğini, mahkemece bu durumun müvekkile haber verilmediğini ve onun onaylamadığı başka vekillerin yetki belgesi ile davayı bir süre takip ettiğini, sonra da takipsiz bıraktıklarını iddia etmektedir. Dosya kapsamından, davacının ilk vekili Av. ... tarafından 06/07/2011 tarihinde Av..............."e; 24/01/2012 tarihinde de Av. ........"a yetki belgesi verildiği, bu belgelerle davanın takip edildiği, daha sonra 07/11/2012 tarihinde davanın takipsiz bırakılması nedeniyle işlemden kaldırıldığı, yasal süre içinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Avukatlık Kanununun alt vekâlet ilişkisini düzenleyen 56/5. maddesi "Avukatlar veya avukatlık ortaklığı başkasını tevkil etme yetkisini haiz oldukları bütün vekâletnamelerini kapsayacak şekilde bir başka avukata veya avukatlık ortaklığına vekâletname yerine geçen yetki belgesi verebilir. Bu yetki belgesi vekâletname hükmündedir." ve 171/2. maddesi "Avukata verilen vekâletnamede başkasını tevkile yetki tanınmış ise, yazılı sözleşmede aksine açık bir hüküm olmadıkça, işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir. Vekâletnamede, bunun düzenlendiği tarihten sonra açılacak veya takip edilecek bütün dava ve işlerde vekâlete ve başkasını tevkile genel şekilde yetki verilmişse, avukat, bu tarihten sonraki dava ve işlerde müvekkilinden ayrıca vekalet almaya lüzum kalmaksızın işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir" hükümlerini içermektedir. Buna göre; alt vekâlet ilişkisi için vekâletnamede açıkça yetki verilmiş olması şartının arandığı; ancak Antalya 1. Noterliğince düzenlenen 19/04/2010 tarihli ilk vekâletnamede davacının Av. ..."e tevkil yetkisi vermediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yetkisiz vekillerce davaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi.