11. Hukuk Dairesi 2013/9517 E. , 2013/23368 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.03.2013 tarih ve 2011/217-2013/154 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin .../İzmir adresinde Gaziantep mutfağına özgü yemekler yapan "PİRPİRİM" isimli restoran işlettiğini, bu restoranın 28/04/1998 tarihinde tescil edilen İkibinbir Turizm Yatırım İnş. San. Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı iken noterde düzenlenen 10.11.2006 tarihli devir sözleşmesi ile müvekkilince devralındığını, bu devirle birlikte “pirpirim restoran" adına düzenlenmiş bulunan "turizm işletme belgesi" ile Esnaf Ve Sanatkarlar Odasına müvekkili adına tescil edildiğini, "PİRPİRİM" adının müvekkili tarafından ticari unvan olarak kullanılmaya başlandığını, davalı şirketin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na 30/10/2000 tarihinde tescil edildiğini, 2004/33059 sayı ile "pirpirim" ibaresinin marka olarak davalı adına tescil edildiğini, müvekkilinin İzmir’de iyi bir müşteri portföyüne sahip olması, piyasada tanınan bir marka olması, özellikle Antep mutfağı bakımından iyi bir isim ve unvana sahip olması, bu ibarenin 1998 tarihinden beri kesintisiz olarak müvekkilince kullanılması sebebiyle davalının kullanımının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli 2004/33059 numaralı "PİRPİRİM" şekil markasının 43 sınıf hizmetlerle ilgili kısmının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 2006 yılından önce kullanımı bulunmadığını, söz konusu ibarenin 2004 yılından beri müvekkili tarafından yoğun bir biçimde kullanıldığını, müvekkilinin "PİRPİRİM + Şekil" markasını tanınır hale getirdiğini, tescil tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının "PİRPİRİM" ibaresini işletme adı olarak kullandığı, yaygın bir markasal kullanım ve tanınmışlık durumu söz konusu olmadığı, davalı tarafın marka başvurusu yaparken davacının söz konusu ibareyi meşhur ve maruf hale getirdiğini bilmesinin hayatın olağan akışı ve dosyaya sunulan belge ve delillere göre mümkün görülmediği, bu nedenle markanın kötü niyetli tescili iddiasının yerinde görülmediği, 556 sayılı KHK’nin 42/1-a maddesi uyarınca sonraki marka tescilinin kötü niyetli olması halinde hükümsüzlük davasının açılabilmesi için herhangi bir süre söz konusu değil ise de sonraki markayı tescil ettiren kişi önceki markayı biliyor ya da bilmesi gerekiyor ise kötü niyetli olduğu kabul edileceği, somut olayda kötü niyet bulunmadığından KHK’nin 42/1-a maddesi uyarınca tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde hükümsüzlük davasının açılması gerektiği, davalı tarafa ait "PİRPİRİM" markası 05/09/2005 tarihinde tescil edilmiş olup dava tarihi 24/11/2010 tarihi itibariyle 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 20.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.