20. Hukuk Dairesi 2014/8329 E. , 2015/1860 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ...... Köyü 105 ada 14 parsel sayılı 53.034 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla niteliği ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü ... adına tespit edilmiştir.
Davacı, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin 23.06.1999 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) işaretli 3584 m² bölümünün orman niteliği ile Hazine, (B) işaretli 49.450 m² bölümünün davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... Yönetimi ve davalılardan ...., ...., ....., ......... ve ........... tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28.04.2009 tarih ve 2009/5006 E. - 7034 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "03.05.1999 tarihli keşif sonunda alınan uzman bilirkişi .......... tarafından hazırlanan rapora ekli krokide arazi kadastro paftası orjinal renkleri taşıyan orman kadastro haritası ile çakıştırılmadığı için, raporun denetime elverişli olmadığı, bu nedenle; mahkemece çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin ilgili yerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen .... ve .... Bakanlığı (...ve ... İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılması, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktasının bulunup röperlenmesi, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağının sağlanması, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınması, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Yargıtay bozma kararı sonrası mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin fen ve orman bilirkişilerinin 05.04.2014 tarihli raporunda (A) harfi ile işaretli 3584 m² bölümünün orman niteliği ile Hazine, aynı bilirkişilerin raporunda (B), (C) ve (D) harflerine bölünerek, bozma öncesi fen bilirkişinin düzenlediği 23.06.1999 tarihli raporda (B) ile gösterilen 49.450 m² bölümünün davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 01.12.1981 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 27.10.1998 ilâ 26.11.1998 tarihleri arasında askı ilânına çıkarılan genel arazi kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapıldığına, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) harfli bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu ve üzerinde halen yaşlı kızılçam ağaçları olup eylemli biçimde orman olduğuna, (B), (C) ve (D) harfli kısımların orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğuna göre mahkemece kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple, hükmün üçüncü bendinden 2 ve 3. paragraflarının kaldırılarak, yerine “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi.