2. Ceza Dairesi 2010/17756 E. , 2012/120 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 2 - 2010/100393
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/07/2008
NUMARASI : 2005/201 (E) ve 2008/709 (K)
SUÇ :Hakaret, Konut dokunulmazlığını bozma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;
1-Sanıklara hakaret suçu nedeniyle uzlaşma teklifinde bulunulduğu halde konut dokunulmazlığını bozma suçundan 5271 Sayılı C.M.K.’nın 253 ve 254.maddelerinde öngörülen yöntemin izlenmesi suretiyle anılan yasa maddelerine uygun biçimde uzlaştırma işlemlerine girişilmeden hüküm kurulması,
2-Yakınanların soruşturma ve kovuşturma sırasındaki anlatımlarında sanıkların kendilerine hakaret ettiklerine dair herhangi bir iddalarının olmayışı, yakınan Saniye’nin 17.09.2005 tarihli keşif sırasında sanıkların kendisine veya yakınan Sultan’a hakaret etmeyip cinsel taciz içerikli bir takım sözler söylediklerini açıklaması ve cinsel taciz suçundan da açılmış bir davanın olmaması karşısında; sanıkların hangi sözlerinin hakaret suçunu oluşturduğu açıklanmadan yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
3-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 esas 2009/13 karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanık F.. D..’a yüklenen konut dokunulmazlığını bozma suçundan doğan herhangi bir maddi zararın bulunmadığı, daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyeti olmayan, hükmolunan cezanın tür ve süresi itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel bir durumunun bulunmadığı anlaşılan sanık F.. D..’un, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, “sanığın aşamalarda suçtan zarar gören mağdurların maddi ve manevi zararlarını gidermediği” biçimindeki gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4-Kabule göre de;
a)-Sanıkların hakaret suçundan eylemlerine uyan 765 Sayılı T.C.K.’nın 482/3. maddesinde öngörülen adli para cezasının suç tarihindeki alt sınırının 5252 Sayılı Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 5/2.maddesine göre, 450,00 TL olduğu gözetilmeden 489,00’er TL’ye hükmedilmesi suretiyle fazla ceza verilmesi,
b)-5237 Sayılı T.C.K.’nın 7. ve 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddeleri uyarınca sanıkların eylemlerinin uyduğu kabul edilen 765 Sayılı T.C.K. ile 5237 Sayılı T.C.K.’nın ilgili tüm hükümleri olaya ayrı ayrı uygulanmak suretiyle sonuçların belirlenmesi, bu şekilde bulunan sonuç cezaların karşılaştırılması, sanıklara alt sınırdan tayin edilen hapis cezasının 647 Sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca paraya çevrildiği ve ertelenmediği de gözetilerek, suç tarihine göre 5237 Sayılı T.C.K.’nın 125. maddesinde düzenlenen hakaret suçu yönünden (5560 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce) 5 günden 730 güne kadar adli para cezasına hükmedilebileceği, 765 Sayılı T.C.K.’nın 482/2.maddesinin lehe olduğu kabul edilirken alt sınır esas alınarak cezanın belirlenmesi karşısında, 5237 Sayılı T.C.K.’nın 125.maddesindeki para cezası yönünden de alt sınırdan ceza tayin edileceği kabul edilerek karşılaştırmanın buna göre yapılması gerektiği ve bu durumda da 5237 Sayılı T.C.K.’nın 125.maddesinin uygulanmasının sanıklar lehine olduğu gözetilerek, bu madde uyarınca ceza verilmesi gerekirken, belirtilen şekilde bir değerlendirme yapılmadan 765 Sayılı T.C.K.’nın lehe olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 16.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.