9. Hukuk Dairesi 2021/12158 E. , 2021/16504 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 07/02/2008 tarihinden iş akdinin 4857 sayılı Yasanın 24. maddesi mucibinde haklı nedenle sona erdirildiği 13.01.2010 tarihine kadar uluslararası tır şoförü olarak çalıştığını, "asgari ücret + sefer primi" sistemi ile istihdam edildiğini, aylık ortalama 1,5 sefer gerçekleştirdiğini ve sefer başına 800 USD sefer primi verildiğini, davalı işverenin tahakkuk eden asgari ücret maaşlarını ödemediğini, sefer priminin son iki seferden toplam 700 USD eksik olarak ödendiğini, tüm dini ve milli bayramlarda aralıksız ve fasılasız olarak çalıştığını, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret ve sefer primi alacağı ile genel tatil ücretinin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 07/02/2008 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığını ve 01.04.2009 tarihinde iş akdinin mazeretsiz devamsızlık yapması nedeniyle feshedildiğini, 26.11.2009 tarihinde yeniden çalışmaya başladığını ve 13.01.2010 tarihinde işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile feshedildiğini, davacı ile davalı işveren arasında uygulamada fiks ücret olarak tanımlanan sefer başına sabit ücret ödenmesi uygulaması yapıldığını, bu nedenle davacının ücretinin iddia ettiği gibi asgari ücret + 800 USD değil, sefer başına masraflar dâhil sefer bölgesine göre ödeme yapılması şeklinde olduğunu, tüm sefer primlerinin kendisine ödendiğini, ulusal bayram ve genel tatillerde görev yapmadığını ve yıllık izinlerini kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 09/06/2020 tarih, 2016/16613 Esas, 2020/5146 Karar sayılı ilamı ile “…Uluslararası tır şoförü olan davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti sadece pasaport kayıtları dikkate alınarak yurt dışında kalınan süreler bakımından hesaplanmalı ve kararı sadece davalı temyiz ettiğinden, davalı lehine miktar itibarı ile oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek sözü edilen alacakların hüküm altına alınması gerekir. Tanık beyanlarına göre hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.
Somut olayda, Mahkemece verilen 10/02/2016 tarihli hüküm, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce incelenerek 09/06/2020 tarihli ilamla bozulmuş; bozmaya uyan Mahkemece talep edilen işçilik alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bozma konusu 10/02/2016 tarihli ilk hükümde ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı davalının ıslaha karşı zamanaşımı def’i nazara alınarak 06/12/2008 tarihinden sonrası için hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibarla belirlenmiştir. Ancak ilgili kararın Dairemizce davalı yararına bozulmasına rağmen ve davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek ulusal bayram ve genel tatil ücreti hesabının bozma sonrası 07/02/2008 tarihinden itibaren yapılması hatalı olup yeniden bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.