Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1841
Karar No: 2020/105
Karar Tarihi: 06.02.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1841 Esas 2020/105 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1841 E.  ,  2020/105 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    1. Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla değişikliği öncesi hâliyle 438. maddesinin ikinci fıkrası gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından davalı vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete ait toplam 162.799 KGS ağırlığında ve galvanizli uzay çatı sistemi niteliğindeki ihraç malzemesinin Ambarlı Gümrük Müdürlüğünden tescilli 24.04.2009 tarihli ihracat beyannamesi ve 28.04.2009 tarihli konşimento ile Michigan Tradey isimli gemiye yüklenerek Mısır Alexandria Gümrük Müdürlüğüne gönderildiğini, ancak Ümraniye 2. İcra Müdürlüğünün 24.04.2009 tarihli yazısına istinaden ihraç mallarının haczedildiği gerekçesi ile Ambarlı Gümrük Müdürlüğünce dava dışı Arkas Denizcilik İşletmesine yazılan 28.04.2009 tarihli yazı ile geminin usulsüz olarak geri çağrıldığını, davacı şirketin borcundan dolayı İzopoli Yapı Elemanları Taah. San. ve Tic. A.Ş. tarafından başlatılan icra takibi nedeniyle gönderilen haciz ihbarnamesinin davalı çalışanları tarafından 24.04.2009 tarihinde tebliğ alınmasına karşın ihbarnameye itiraz edilmeyerek hatalı işlem yapıldığını, haciz ihbarnamesinin alacak hakları için söz konusu olduğunu, gümrük müdürlüğündeki malların ise üçüncü kişideki alacak olarak kabul edilemeyeceğini ve süresi içerisinde itiraz edilmesi gerektiğini, aksi düşünülse dahi Gümrük Kanunu"nun 93 ve ilgili Yönetmeliğin 299. maddesi uyarınca ihraç konusu malların antrepoya alındığı ve ihracat beyannamesinin düzenlendiği tarihten itibaren davacının yedinden çıkmış bir alacak sayılacağını, bu nedenle malların Mısır"dan geri çağrılmasının yasaya aykırı olduğunu, ihbarname ve haczin geçerli olduğu kabul edilse dahi davalının ihraç işlemlerini durdurması gerekirken bunu da yapmadığını, geminin geri çağrılması üzerine malların 21.05.2009 tarihinde tekrar Ambarlı Gümrük Müdürlüğüne geldiğini ve müvekkili tarafından haczin fekki işlemi yapıldıktan sonra tekrar Mısır"a gönderildiğini, bu arada gidiş dönüş için yapılan tüm giderlerin müvekkili tarafından karşılandığı gibi akreditife konu malların da süresi içerisinde muhatabına teslim edilmediğini, bu nedenle Mısır"lı alıcıda müvekkiline karşı güvensizlik oluştuğunu ve malları almaktan imtina ederek akreditif bedeli olan 800.000,00 USD"yi davacıya ödemediğini, uluslararası sulara çıkmış bir gemideki yükün geri çağrılmasının başka ülkelerde uyuşturucu kaçakçılığı olarak anlaşıldığını, uluslararası alanda sayılı projeleri gerçekleştiren müvekkilinin bu olay nedeniyle ticari itibarının sarsıldığını, tüm masrafları ile birlikte 2.000.000,00 USD"nin üzerinde zarara uğradığını, görevini ihmal eden gümrük çalışanları hakkında şikâyette bulunduklarını ileri sürerek, doğmuş ve doğması muhtemel zararlarına ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00TL tazminatın 24.04.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında sunduğu 09.01.2012 tarihli dilekçe ile talebini 499.353,63TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Ümraniye 2. İcra Müdürlüğünün 24.04.2009 tarihli yazısında davacı şirketin müvekkili nezdinde doğmuş ve doğacak alacaklarına borcuna yeter miktarda haciz konulduğu belirtildiğinden idarece bu doğrultuda işlem yapıldığını ve aynı gün Ambarlı Gümrük Müdürlüğü denetimindeki tüm liman işletmelerine konuyla ilgili faks çekildiğini, davacının 20.04.2009 tarihli ihracat beyannamesindeki malların çıkışına izin verilmediği hususu Batı Marport Liman İşletmesine 27.04.2009 tarihinde bildirilmesine rağmen söz konusu malın 28.04.2009 tarihinde saat 10.30 da gemiye yüklendiğini, müvekkili idarenin üzerine düşen görevi yaptığını ve malın hacizli olduğunu bildirdiğini, ancak davacı şirketin malları gemiye yükleyerek Mısır"a gönderdiğini, idarenin hukuka aykırı bir işlem ve ihmalinin bulunmadığını, tam tersine davacı şirketin kötü niyetli davranarak malları Mısır"a gönderdiğini, dolayısıyla zarardan davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    6. Mahkemece, davalının kusuru nedeniyle davacı zarara uğramış ise de zararın davalı Gümrük İdaresinin görevini yaptığı sıradaki hizmet kusurundan kaynaklandığı, böyle olunca davanın tam yargı davası olarak idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de bu karar davacı vekilince temyiz edilmiş ve Özel Dairece, davada gümrük görevlilerinin adli görevi yerine getirirken kusurlu davrandıkları iddia edildiğinden uyuşmazlığın genel hükümler doğrultusunda adli yargı yerinde görülmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
    7. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda ise Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.06.2014 tarihli ve 2013/564 E., 2014/346 K. sayılı kararı ile; davacı şirket tarafından özel olarak imal ettirilen malların Mısır"a ihraç edilmek üzere 20.04.2009 tarihli Gümrük Beyannamesi ile tescil edildiği, beyanname düzenlenmekle ihracat konusu malların davalı idarenin yedinden çıktığı, Ümraniye 2. İcra Müdürlüğünce gönderilen 1. Haciz İhbarnamesinin 24.04.2009 tarihinde tebliğ edildiği ve itirazda bulunulmadığı, ihracat konusu malların 28.04.2009 tarihinde gemiye yüklenerek Mısır"a gönderildiği, ancak haciz konulduğundan bahisle Gümrük Müdürlüğünce iadesinin istendiği, bunun üzerine 15.05.2009 tarihinde Mısır"dan tekrar yüklenen malların 20.05.2009 tarihinde Türkiye"ye getirildiği, davacı tarafça hacze konu borcun ödenerek haczin kaldırıldığı, ancak davalı Gümrük Müdürlüğünce haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmemesi veya eşyaların Mısır"a gönderilmesine engel olunmaması nedeniyle alıcı firmanın akreditif hesabını bozduğu, süresinden çok sonra mallar yeniden Mısır"a gönderilmiş ise de alıcı firma tarafından kabul edilmeyip bedelinin ödenmediği, en son aldırılan yazı cevabına göre de Mısır Gümrüğünce tasfiye yolu ile satışının yapıldığı, böylece davalı idarenin yasaya aykırı işlemleri nedeniyle davacının toplam 267.091,16 USD zararının oluştuğu, davacı tarafından ise oluşan zararın zarar tarihindeki Türk Lirası karşılığının yasal faizi ile birlikte talep edildiği gerekçesiyle 432.874,64 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 24.04.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    8. Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    9. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 23.12.2014 tarihli ve 2014/15676 E., 2014/17634 K. sayılı kararı ile sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra; "... Dosya içeriğinden, davaya esas malların galvanizli uzay çatı sistemi niteliğinde olup davacı firmaca müşterisi için özel olarak temin edildiği başka yerde ve başka amaçla kullanılması mümkün olmayan özel nitelikli eşya olması nedeniyle mal bedelinin tamamına karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, iade edilen malın başka bir satışa veya kullanılmaya uygun olmasa dahi, bu malın bir ekonomik bedelinin olması gerekir. Bu konuda uzman bilirkişilerden malların ekonomik değeri tespit ettirilerek, hükmedilecek tazminattan indirilmesi gerekirken bunun nazara alınmamış olması doğru değildir..." gerekçesi ile karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    10. Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.10.2015 tarihli ve 2015/344 E., 2015/489 K. sayılı kararı ile; dava dışı Arkas Denizcilik ve Nakliyat AŞ"nin 05.06.2014 tarihli yazısı ile TC. İskenderiye Başkonsolosluğunun 05.06.2014 tarihli yazısına göre malların davacı tarafa iade edilmediği, ithalatçı tarafından teslim alınmaması üzerine 2012 yılının Kasım ayında Mısır Gümrük yetkililerince tasfiye yoluyla satışının yapıldığı, ihraç konusu mallar veya değeri iade edilmediğinden zarardan indirim yapılmasının mümkün olmadığı, davalı idarenin zararın tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    11. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    12. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ihracata konu malların dava dışı Arkas Denizcilik ve Nakliyat A.Ş."nin 05.06.2014 tarihli yazısı ile TC. İskenderiye Başkonsolosluğunun 05.06.2014 tarihli yazıları uyarınca ithalatçı tarafından teslim alınmaması nedeniyle Mısır Gümrük yetkilileri tarafından 2012 yılının Kasım ayında tasfiye yoluyla satışının yapıldığı olayda, malın ekonomik değerinin tespit ettirilerek hükmedilecek tazminattan indirilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    13. Sorumluluk hukukunun öncelikli amacı, haksız bir fiille başkasına zarar verilmesi durumunda oluşan zararın giderilmesidir. Bu husus, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun (BK) 41. maddesine paralel bir düzenleme içeren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 49. maddesinde "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür" şeklinde ifade edilmiştir. Zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe, zararı giderme ya da tazminat yükümlülüğü denilmektedir.
    14. Türk hukukunda haksız fiil sorumluluğu kural olarak kusur esasına dayanmakta olup, TBK"nın 51. maddesi uyarınca zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Zararın varlık ve miktarını ispat yükünün davacıya düşmesi aynı zamanda Türk Medeni Kanunu"nun 6. maddesinin de bir gereğidir.
    15. Belirtmek gerekir ki, somut olayda davalı Gümrük Müdürlüğünün hukuka aykırı ve kusurlu işlem yapması nedeniyle davacı şirketin zarara uğradığı ve uğradığı zararın miktarı konusunda Özel Daire ile ilk derece mahkemesi arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, özel olarak üretildiği için başka bir yer ya da işte kullanılması mümkün olmayan galvanizli uzay çatı sistemi niteliğindeki ihraç mallarının bu hâli ile belirlenecek ekonomik değerinin zarar tutarından indirilmesinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
    16. Gerçekten bazı durumlarda zarar verici olay zarar gören bakımından bazı ekonomik yararlar sağlayabilir. İşte bu gibi durumlarda sağladığı ekonomik yararın zarardan düşülmesi ve gerçek zarar miktarının belirlenmesi gerekir. Aksi hâlde zarar gören sebepsiz bir kazanç sağlamış ve haksız olarak zenginleşmiş olur. Böyle bir sonuç ise sorumluluk hukukunun amacı ile bağdaşmaz. Çünkü sorumluluk hukukunun temel amacı zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermektir.
    17. Bu açıdan bakıldığında, ihraç konusu malların davacı şirkete iade edilmiş olması hâlinde özel olarak üretilmiş olmaları nedeniyle başka bir yerde ya da işte kullanılması mümkün değil ise de en azından hurda değeri olacağından ekonomik bir yarar sağlayacağı, bu ekonomik yararın da zarar tutarından indirilmesi gerektiği açıktır. Ne var ki, bozma kararı öncesinde yerel mahkemece ihraç konusu malların akıbeti araştırılmış ve Arkas Denizcilik ve Nakliyat A.Ş."nin 05.06.2014 tarihli yazısı ile TC. İskenderiye Başkonsolosluğunun 05.06.2014 tarihli yazı içeriklerinden 18 adet konteynır muhteviyatı malların Mısır Gümrüğüne giriş yaptığı, ancak ithalatçı firma tarafından teslim alınmaması nedeniyle Mısır Gümrük yetkilileri tarafından 2012 yılının Kasım ayında tasfiye yoluyla satışının yapıldığı anlaşılmıştır.
    18. Hâl böyle olunca, davacı şirkete iade edilen bir mal bulunmadığından sağlayacağı bir ekonomik yararın varlığından da söz edilemez.
    19. O hâlde, yerel mahkemenin açıklanan bu hususlara değinen direnme kararı yerinde olup, usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan direnme kararının ONANMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi