3. Hukuk Dairesi 2016/1278 E. , 2017/10116 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 06/09/2007 yılında ... olarak görev yaparken, 1980 yılından sonra kullanılmaya başlaya... ile ilgili olarak ilgililerine yapmış olduğu ödemeler hususunda denetime gelen müfettişin kendisine herhangi bir tebliğ yapılmadan mobbing uygulanması sonucu Hazine kasasından yaptığı ödemeyi kendisinin ve vezneda... Hazineye geri ödediğini, ... 20/11/2007 tarihinde yaptığı 11.619,02 TL anapara ve 261,43 TL faiz olmak üzere toplam 11.880,45 TL"nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; Sason Mal Müdürlüğünde 2005-2014 yıllarında görev yapan davacının Mal Müdürlüğü vekaletine baktığı dönemde 06/09/2007 tarih ve 3719 yevmiye no ile yapmış olduğu tahsil edilmiş olan lojman kiralarının iadesi işlemi ile ilgili olarak Milli Emlak Denetmeni ... 16/11/2007 tarih ve 2007/2 sayılı teftiş raporu düzenlendiğini, söz konusu raporda Hazineyi zarara uğratmak ve kişilere haksız kazanç sağlamaktan soruşturma açılması ve zararın rızaen kendilerinden tahsili ve aksi takdirde hükmen tahsil cihetine gidilmesini belirtmesine istinaden davacı ... tarafından 2007000007 nolu kişi borcu dosyası açılmış ve 11.619,02 TL anapara, 261,43 TL faiz olmak üzere dosyaya ödeme yapıldığını, öncelikle davacı tarafından ileri sürülen talebin zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı yönünden incelenerek reddini, esasa girilmesi halinde de haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraflar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kılınmasını ifade eder. Zamanaşımı, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i ve savunma aracı olup, yazılı yargılama usulüne tabi davalarda cevap süresi içerisinde ileri sürülmelidir.
Zamanaşımı def’inin yukarıda belirtilen süre geçtikten sonra ileri sürülmesi, savunmanın genişletilmesi anlamına gelir. Genişletilmiş olan bu savunmaya, davacı tarafça (açık veya zımni) izin verilmediği takdirde, zamanaşımı def’i incelenemez.
Somut olayda; davalı cevap süresi içerisinde zamanaşımı def"inde bulunmamıştır. Davalının cevap süresinden sonra yaptığı zamanaşımı itirazına davacı karşı çıktığından zamanaşımı savunması dinlenemez.
Hal böyle olunca mahkemece; bu yön gözetilerek, davalının zamanaşımı def"i reddedilerek, işin esasına girilip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenlerine göre, davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.