Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/897 Esas 2009/2416 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/897
Karar No: 2009/2416
Karar Tarihi: 25.2.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/897 Esas 2009/2416 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/897 E.  ,  2009/2416 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MARDİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 07/10/2008
    NUMARASI : 2007/292-2008/400

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine, maliki olduğu "zindan" vasıflı 736 sayılı parselin 1.derece arkeolojik sit alanında kaldığını ileri sürerek, davalıların elatmasının önlenmesini ve muhdesatın yıkımını istemiştir.
    Davalılar, üzerinde evlerinin bulunduğu taşınmazın dedelerinden kaldığını ve uzun yıllardır zilyetliklerinin süregeldiğini belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; taşınmaza, davalılar lehine 1974 yılındaki kadastro sırasında muhdesat şerhi konulduğu, tespitten itibaren 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden;  davaya konu 575 m2. “zindan” vasıflı taşınmazın 1974 yılında yapılan kadastro işleminde “asarı atika” niteliğinde bulunduğundan bahisle senetsizden Hazine adına 736 parsel olarak tespit edildiği, tutanağının beyanlar hanesine davalılar lehine muhdesat şerhi konulduğu ve kadastro tespitinin bu şekilde 30.7.1974’de kesinleştiği; taşınmazın Kültür Ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun 2.7.1987 tarihli kararıyla 1. derecede arkeolojik sit alanına alındığı ve 2003 yılında da Kültür Bakanlığı’na tahsis edildiği görülmektedir.
    Davacı Hazine, elatmanın önlenmesi ve taşınmazdaki muhdesatın yıkılması istekleriyle eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere; kayıt malikinin mülkiyet hakkının muhdesattan kaynaklanan ve lehdarına kişisel hak sağlayan şerhe üstün tutulacağı kuşkusuzdur.
    Somut olayda, Hazine mülkiyet hakkı sahibi olup, davalıların bu hakka karşı sahip oldukları kişisel haklarıyla karşı koymaları mümkün bulunmadığı gibi, taşınmazın vasfı itibariyle muhdesatın korunmasının gerekeceği ve taşınmazın kullanımı konusunda da davalılara bir hak bahşetmeyeceği de açıktır.
    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddedilmesi isabetsizdir. Hazine’nin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.