Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4231
Karar No: 2018/3817
Karar Tarihi: 02.04.2018

2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/4231 Esas 2018/3817 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, bir limited şirketin temsil ve idareye yetkili müdürünün, şirketin ticareti terk etmesi halinde, İcra İflas Kanunu'nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmemesi durumunda cezalandırılabileceğine dair bir istisna bulunmadığını belirterek, ticareti terk eden bir tacirin, mal beyanında bulunarak alacaklıların haklarını koruması gerektiğini kaydetti. Kararda, bu yükümlülüklerine aykırı davranmanın yaptırımının İİK’nın 337/a maddesinde düzenlendiği ve takibi şikayete bağlı olan bu suçun sadece bir kez işlenebileceği belirtildi. Ayrıca, bir ticari işletmenin faaliyetine konu iş yerini yasada belirtilen yükümlülüklere riayet etmeksizin birden fazla terk etmek mümkün olamayacağına ve mağdur edilen müşteki sayısının fazlalığının, aynı neviden fikri içtima hükümleri uygulanabilmesi için yeterli olmadığına dikkat çeken mahkeme, bu hususun Türk Ceza Hukuku'nun kabul etmediği kıyas yöntemini kullanmak olacağını belirtti. Kararda, İİK’nın 337/a maddesi ile ilgili olarak, özel bir durum oluşması halinde tekrarlanabilen bir suç olarak kabul edilebileceği vurgulandı. Kararda, Ticaret Sicili Memurluğu'na mal beyanında bulunmayan veya uygun bir mal beyanında
19. Ceza Dairesi         2015/4231 E.  ,  2018/3817 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Beraat

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih, 2011/505, 509, 513 E, 21/02/2012 tarih, 2011/506, 510, 511, 621 Esas sayılı kararlarında açıklandığı üzere “tacir sayılan limited şirketlerin, temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, sorumlu oldukları şirketlerin, temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, sorumlu oldukları şirketlerin ticareti terk etmeleri halinde; İcra İflas Kanunu"nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisnaya yer verilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Kanunun 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına bir engel bulunmadığı “ yönündeki ulaşılan sonucun zaman içerisinde yerleşik uygulamaya dönüşmüş olması, ticareti terk eden tacir açısından; muhatapların haklarını korumaya yönelik olarak İİK"nın 44.maddesi ile, ticareti terk eden bir tacire; 15 gün içerisinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirme ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunma, Ticaret Sicili Memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazete"de ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mutat ve münasip vasıtalarla ilan etme ve ilan masraflarını da ödeme yükümlülükleri yüklenmiş, bu yükümlülüklere aykırı davranmanın yaptırımı ise İİK’nın 337/a maddesinde düzenlenmiş olup, takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun;
    1- İİK"nın 44. maddesine göre mal beyanında bulunulmaması,
    2- Mal beyanında mevcudun eksik gösterilmiş olması,
    3- Aktifte yer alan malın veya yerine kaim olan değerin haciz veya iflas sırasında gösterilmemesi,
    4- Mal beyanından sonra, beyan edilen bu mallar üzerinde tasarruf edilmesi” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının zarar görmesi ve borçlunun tacir olması gibi...) gerçekleşmesi halinde oluşacağı konusunda gerek uygulamada gerek öğretide herhangi bir duraksamanın mevcut olmaması ve somut olayımızda bu eylemden dolayı şikayetçi olan müştekinin zarar gördüğünün, zabıta araştırmasında borçlu şirketin sicil adresinde bulunmadığının bildirildiğinin, ticaret sicilinde sanığın yetkili olup ve İİK’nın 44. maddesine uygun bir beyanda bulunmamış olduğunun, vergi dairesinden gelen beyanname dökümleri kapsamında şirketin faaliyette bulunmadığının dosya içeriğinden anlaşılması karşısında sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    İncelemeye konu ticareti terk suçu, aynı ticari işletmenin faaliyetine konu iş yeri için ancak bir kez işlenebilen bir suçtur. Zira aynı ticari işletmenin faaliyetine konu iş yerini yasada belirtilen yükümlülüklere riayet etmeksizin birden fazla terk etmek mümkün değildir. Burada mağdur edilen müşteki sayısının fazlalığı temel cezanın tayini sırasında dikkate alınsa dahi, aynı neviden fikri içtima hükümleri uygulanamaz. Zira suçun konusu tektir ve tek olan konu aynı iş yeridir. 5237 sayılı TCK’nın 43/2. maddesinde aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanabilmesi için birden fazla bağımsız suçun yasada düzenlenen istisnai durumlarda bir araya gelmesinin zorunlu olması aranırken, ancak bir kez terk edilmesi mümkün olan ticari işletmenin faaliyetini sürdürdüğü iş yerinin kapatılması nedeniyle sırf birden fazla şikayetçinin zarar gördüğünden bahisle anılan suçu fikri içtima kapsamına dahil etmek, Türk Ceza Hukukunun kabul etmediği kıyas yöntemini hemde sanık aleyhine hüküm doğuracak şekilde Ceza Hukukuna dahil etmek olur ki, bunun kanun koyucunun iradesine aykırı olacağı açıktır. Zira Kanun koyucu, genel gerekçede iradesini açıkça ortaya koymuştur. Özellikle sanık aleyhine getirilen hükümlerin hiç bir tereddüde yer vermeyecek şekilde kanunda açıkça belirtilmesi gerekir. Bu kural Türk Ceza Kanunun 2. maddesi ile hüküm altına alınan ve Anayasa hükümleri arasında da yer bulan suçların kanuniliği prensibinin doğal bir sonucudur.
    Somut olayımızda; bölünmesi, parçalara ayrılması mümkün olmayan ve ancak bir kez işlenmesi mümkün olan ticareti terk suçundan gerek zincirleme suçun gerekse fikri içtimanın olmazsa olmazını teşkil eden suç çokluğundan söz edilemeyeceği husunda herhangi bir duraksamanın bulunmaması, sanık hakkında ticareti terk suçundan şikayetçisi farklı olan Antalya 2. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2012/1134 Esas sırasına kayıtlı davanın derdest olduğunun UYAP kayıtlarından anlaşılması karşısında; İİK"nın 337/a maddesine aykırılık suçundan derdest olan Antalya 2. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2012/1134 Esas 2013/450 Karar sayılı dosyasının getirtilerek incelenmesi suretiyle anılan dava ile temyiz incelemesine konu iş bu davanın aynı ticari işletmenin faaliyetine konu iş yerinin terke dilmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilerek, aynı ticari işletmenin faaliyetine konu iş yerinden kaynaklanması halinde tek suçun oluşacağı gözetilerek mükerrer mahkumiyete neden olunmaması için olanaklı ise her iki davanın birleştirilmesi, olanaklı değil ise anılan dava dosyasının onaylı bir sureti denetime olanak sağlayacak şekilde bu dosya içerisine konularak; delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi