Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kadastroca, 9.9.1976 tarih 3 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak tespit ve tescil edilen 76 parsel sayılı taşınmazın dayanak tapu kaydında yüzölçümünün 281790 m2 olmasına karşın 231790 m2 yüzölçümü ile tespit edildiğini eksik yüzölçümü ile tespit edilmesinin sebebini doğu sınırındaki pamuk çayının yatak değiştirmesinden kaynaklandığını, tapu kapsamında kalan yaklaşık 50 dönümlük yerin bu nedenle kadastro tespit harici bırakıldığını, dava konusu yere eklemeli olarak 50 yıldan fazla süredir zilyet olduklarını zilyetlikle edinme koşullarının lehlerine oluştuğunu ileri sürerek tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. İlgün"ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu kaydına ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, niza konusu yerle ilgili olarak davacılar lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; kadastroca davacılar adına tespit edilen 76 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak tapunun tesisinin 1964 yılında 56 nolu toprak tevzi komisyonu tarafından 214 numaralı parsel olarak Hazine adına sınırlandırılmasının yapıldığı ve haritaya bağlandığı, 11.01.1966 tarih, 90 sıra numarasında Hazine adına tescil edildiği, bu tapulu taşınmazla ilgili olarak davacı Arif"in bayiileri ile davacı N."nin mirasbırakanı olan Y. Ö."in mirasçıları tarafından Hazine aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu Bismil Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.3.1973 gün, 1971/100 Esas, 1972 321 sayılı kararı ile Hazine üzerindeki tapunun iptali ile Y.Ö. mirasçıları adına tesciline karar verildiği, bu ilama dayalı olarak taşınmazın tapusunun 28.01.1974 tarih, 2 sıra numarasında 281000 m2 yüzölçümünde susuz tarla vasfı ile Yusuf Öner mirasçıları adına tescil edildiği, daha sonra hisse satışları yoluyla davacı Arif ile İrsen ve hisse satışı suretiyle davalı Nefiye"nin taşınmaza malik oldukları kadastro tespiti sırasında tapuya dayalı olarak 76 parsel sayılı taşınmazın 231790 m2 yüzölçümünde susuz tarla vasfı ile davacılar adına 25.11.1992 tarihinde tespit edildiği ve tespitin itirazsız 08.03.1994 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacıların, tescil harici bırakılan niza konusu yerlerin 76 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak teşkil eden tapu kaydı ve krokisi içerisinde kaldığını ileri sürerek eldeki davayı açtıkları sabittir.
Mahkemece, yapılan uygulama sonucu verilen 29.11.2004 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde, niza konusu taşınmazın bir bölümünün dayanak tapu kaydı ve krokisi kapsamında kaldığının belirlendiği halde, Mahkemece bu kısımlarla ilgili olarakta davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
Oysa, dayanak tapu kaydı Hazinenin ve davacı Nefiye ile diğer davacı A."in bayiilerinin taraf olduğu mahkeme kararı ile tesis edilmiş olup, tarafları bağlayıcı kesin hüküm niteliğinde bulunduğu kuşkusuzdur.
O halde, tescil harici bırakılan niza konusu taşınmazın tescil ilamına dayalı olarak oluşan dayanak tapu kaydı ve bu kayda bağlı krokinin kapsamı içerisinde kalan bölümleriyle ilgili olarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere bu kısımlarla ilgili olarakta davanın reddedilmiş olması doğru değildir.
Davacıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.