23. Hukuk Dairesi 2013/6165 E. , 2013/7889 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av.... geldi. Tebligata rağmen başka gelen olmadığından duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin önceki dönem yönetim kurulu başkanı olan davalının görev döneminde yaptığı harcamaların usulüne uygun yapılmadığı, kasada para bulunmasına rağmen kredi çekmek, vergi ve prim borçlarının ödenmemesi, mükerrer ödemeler yapılması, bir kısım ortaklardan aidat alınmamasına rağmen alınmış gibi gösterilmesi, alınmayan malzeme ve yapılmayan imalatlar karşılığı ödeme yapılması suretiyle kooperatifin zarara uğratıldığı gerekçesiyle, şimdilik 50.000,00 TL"nin davalıdan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, ortakların aidatlarını zamanında yatırmaması nedeniyle kasada para bulunmadığı için ödemelerin yapılmadığını, inşaat finansmanı için kredi kullanıldığını, toplanan aidattan fazla imalat yapıldığını, alınan hizmetler karşılığı resmi kurumlara yapılan ödeme makbuzlarının bulunmamasının zarar olarak değerlendirilemeyeceğini, kooperatifin büro ve hesaplarının tutulması için ödeme yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı ve bilirkişi raporu uyarınca, davalı yöneticinin davacı kooperatifin zararına neden olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 50.000,00 TL."nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava, kooperatif yönetim kurulu üyesinin kooperatife verdiği zararların tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, kooperatif kayıtları üzerinde talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırarak yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi, davalı vekilinin sonuca etkili ve ciddi itirazlarını karşılayacak ek rapor alınmamış ve itirazları gerekçeli kararda da karşılanmamıştır.
Kural olarak, yönetim kurulu üyeleri kooperatif adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulmazlar ise de; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesi yollaması ile dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK’nın 336. maddesinde belirtilen hallerde kusursuz olduklarını ispat etmedikçe uğranılan zarardan müteselsilen sorumlu olurlar. Bu bağlamda, yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifaları sırasında bir zarar oluşmuşsa, bu zararın üyelerin kusurlu eylemi sonucu meydana geldiğinin kabulü gerekmektedir. Başka bir deyişle, yönetim kurulu üyeleri için kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngörülmüş ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesi kabul edilmiştir.
Diğer yandan, davalı yargılama aşamasında, toplanan aidatların kooperatif inşaatında kullanıldığını, belgesiz olduğu belirtilen harcamaların kooperatifin amacı doğrultusunda harcandığını, genel kurulun bilgisi dahilinde aidatların toplanamaması nedeniyle banka kredisi kullanıldığını, vergi ve benzeri ödemelerin yapılacağı tarihte kooperatif kasasında para bulunmadığı için ödemelerin yapılamadığını, kısaca toplanan aidatların kooperatifin inşaatında ve amacı doğrultusunda kullanıldığını savunmuş, mahkemece bu konularda bir inceleme yapılmaksızın karar verilmiştir. Yönetim kurulu üyelerinin genel kurul kararları doğrultusunda işlem yapması asıl olmakla birlikte, Dairemiz’in yerleşik uygulamasına göre, dava konusu paranın kooperatif inşaatında kullanılıp kullanılmadığının tespiti gerekir.
O halde mahkemece, inşaat ve muhasebe konusunda uzman bilirkişi kurulu oluşturularak, kooperatif defter, belge ve hesaplarıyla kooperatifçe yapılan inşaat üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle; yıllara göre yapılan inşaatın serbest piyasa rayiçlerine göre değeri ile toplanan aidatların karşılaştırılarak toplanan aidatlarla inşaatın yapılmasının mümkün olup olmadığı, kooperatifin borçlanmasını gerektirir bir durum bulunup bulunmadığı, vergi ve benzeri yükümlülüklerinin ödenmesi gereken tarihlerde kooperatif kasasında ödemeye yeterli paranın mevcut olup olmadığı, bu tarihlerde ödemeye yeterli para bulunması halinde ise vergi ve benzeri mali yükümlülüklerde kullanılmayan miktarın kooperatifin amacına daha uygun işlerde kullanılıp kullanılmadığı, davalının bazı resmi kurumlara yaptığını iddia ettiği ancak belgesi bulunmayan ödemelerin gerçekte yapılıp yapılmadığı, belgesiz olsa dahi toplanan paraların kooperatif amacı doğrultusunda harcanıp harcanmadığı değerlendirilerek alınacak ve davalı itirazlarını da karşılayan, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporundan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.