17. Hukuk Dairesi 2015/5104 E. , 2017/10615 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının içinde yolcu olduğu aracın hemzemin geçitte trenle çarpışması sonucu yaşanan kazada sakatlandığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen, ... denetiminden geçerek kesinleşen ... aleyhine açılan davada hemzemin geçitlerin emniyetli geçiş ve kontrolünün sağlanması ve bakımlarının yapılması gerektiğinden davalı Belediyeye %25 kusur yüklendiğini belirterek, kusur durumuna göre hesaplanan 61.262,48 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş iken; ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini yükseltmiştir.
Davalı vekili, idari yargı görevli olduğundan ve dava da zamanaşımına uğramış olduğundan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulü ile 68.858,03 TL maddi 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili ve davacı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Davacı tarafça verilen adli yardım talepli temyiz dilekçesi kabul edilerek yapılan incelemede; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, kaza hemzemin geçitte gerçekleştiğinden adli yargının görevli olmasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı ... vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklı bedensel zararların tazminine yönelik olarak açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dosyasının incelenmesinde; davacı..."in ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/383 esas 2013/90 karar sayılı dava dosyasında davalı ... aleyhine maddi ve manevi tazminat istemli dava açtığı, yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile davalı ... aleyhine 30.361,24 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, eldeki dava dosyasında ise davacının davalı ..."nin de kazanın meydana gelmesinde %25 oranında kusurlu olduğunu belirterek 61.262,48 TL maddi ve 50.000,00 TL nin tahsiline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece manevi tazminat yönünden de davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
TBK madde 56 "Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir." hükmünü içermektedir.
... ...´nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere, manevi tazminatın amacı, zarar görenin kişilik değerlerinde ve bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olması ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunması nedeniyle birden fazla bölümler halinde istenemez. Bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir. Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile, kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesinin manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırılık oluşturacağından; manevi tazminat davasının, "manevi tazminatın bölünemezliği" kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılması da mümkün değildir.
Yukarıdaki bilgiler ışığında; manevi tazminatın bölünemezliği ilkesi uyarınca müşterek ve müteselsil sorumlular aleyhine ayrı ayrı manevi tazminat istemli dava açılamayacağından mahkemece manevi tazminat istemi yönünden davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de; reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT hükümleri uyarınca da davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 6,20 TL kalan harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 16/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.