23. Hukuk Dairesi 2013/6132 E. , 2013/7855 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptal tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada davalı ... açısından davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalı kooperatif açısından ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ve davalı kooperatif vekili Av. ... gelmiş diğer taraflardan gelen olmadığından o tarafların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili asıl davada, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesiyken ihraç edildiğini, ihraç kararının iptali için açılmış olan davanın sonucu beklenmeden müvekkili yerine yeni üye alındığını, dolayısıyla müvekkiline tahsis edilen 10 nolu dairenin de asıl davada davalı ... adına tahsis edilmiş olduğunu ileri sürerek, talebe konu dairenin kooperatif adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş; birleşen davada, asıl davadaki yargılama aşamasında müvekkiline tahsis edilmiş olan dairenin 10 nolu değil 9 nolu daire olduğunun anlaşıldığını, 9 nolu dairenin de birleşen dava davalısı ...’na tahsisli olduğunu, müvekkilinin üstün hakkı bulunduğunu ve ihraç kararının da iptal edildiğini ileri sürerek, 9 nolu dairenin tapusunun iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Asıl davada davalı kooperatif vekili, davacının düzenli ödeme yapmaması nedeniyle üyelikten ihraç edilerek yerine yeni üye alındığını, davacının tapu iptal tescil talebinde bulunabilmesi için düzenli ödeme yapan bir üyeyle aynı aidatı ödemesi veya depo etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, müvekkilinin kooperatif üyesi olup ödemeler yaptığını, davacının talebinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının açmış olduğu üyelikten ihraç kararının iptali davasının kabul edildiği, ihraç süreci kesinleşmeden davacının yerine üye alınmış olmasının doğru olmadığı, dairedeki öncelik hakkının davacıya ait bulunduğu, davacının yaptığı ödemelerin güncellenmiş değerinin 60.861,21 TL olduğu, düzenli ödeme yapmış bir üyenin yapmış olduğu yaptığı ödemelerin güncellenmiş değerinin 122.800,42 TL olduğu, tapu iptal tescil istenebilmesi için davacının 61.969,20 TL miktarı depo etmesi için davacıya sonuçları hatırlatılarak 4 haftalık kesin süre verildiği, buna rağmen depo edilmediği, davacı vekilinin depo kararının yerine getirilmesi için ek süre talebi olmuşsa da kesin süre verilmesi ile birleşen davada davalı lehine usulü kazanılmış hak olduğundan ek süre verilmesinin mümkün olmadığı, davacı vekiline açıkça sorulmuş olmasına rağmen taleplerinin tazminat olmayıp tapu iptal tescil olduğunu belirttiğinden bu hususta bir değerlendirme yapılmadığı ve asıl davada davalı ... hakkındaki davanın takip edilmediği gerekçesiyle, asıl davada, davalı ... hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına, davalı kooperatif hakkındaki talebin reddine; birleşen davada, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Asıl ve birleşen dava, kooperatif üyeliğine dayalı tapu iptal tecil istemine ilişkindir.
Konut yapı kooperatiflerinde kooperatife karşı parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen, başka bir anlatımla kooperatife borcu bulunan ortakların tapu iptal ve tescil isteme hakları bulunmamaktadır. Ancak 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde karşılığını bulan eşitlik kuralı gereğince kooperatif ortakları hak ve yükümlülüklerde eşit olup, kooperatif aynı durumdaki ortaklarına eşit işlem yapmak zorundadır. Kooperatif, diğer ortaklara borca rağmen tapu vermiş ise davacının da varsa borcuna rağmen kooperatiften tapu isteme hakkının varlığı kabul edilmelidir. Tapusunu alan her bir ortak yönünden tapusunu aldığı tarih itibariyle kooperatife borcu olup olmadığı kooperatif defter, kayıt ve belgeleri incelenerek denetime elverişli ve ayrıntılı bir şekilde belirlenmelidir. Yapılan bu inceleme sonucu kooperatife borcu bulunan ortaklara tapularının verilmediğinin tespiti halinde davacının da bağımsız bölüm tapusunu almaya hak kazanabilmesi için dava tarihi itibariyle borcunun bulunmaması gerekir. YHGK"nın 15.06.2012 tarih ve 16-145 E., 392 K. sayılı ilamı ve Dairemiz"in yerleşik uygulamasına göre üyeye mevcut borcu ödeme olanağı sağlamak amacıyla borcun depo ettirilmesi doğru olmadığından, depo kararına konu miktarın yatırılması konusunda ilgili tarafa kesin süre verilmesi şeklinde bir uygulama da hatalıdır.
Somut olayda, eşitlik ilkesi gereğince eksik ödemesi bulunan diğer üyelere tapularının verilip verilmediği hususu araştırılarak, verilmiş olması durumunda tapu iptal ve tescil talebinin haklı olduğu gözetilerek, davaya konu dairenin daha önce davacıya tahsis edildiği ve daire üzerindeki öncelik hakkının davacıya ait olduğu esasen mahkemece de kabul edilmiş olmasına göre, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde davacı ile aynı durumda bulunan üyelere tapularının verilmesi halinde davacının talebinin kabulü gerektiği hususu düşünülmeksizin, usule aykırı bir şekilde depo kararı verilerek, öngörülen kesin süre içerisinde depo kararına konu miktarın kesin süreden sonra ancak duruşmadan önce yatırılması nedeniyle kesin mehilin amaca uygun, usul ve yasaya uygun düşmediği göz ardı edilmesi suretiyle yazılı sonuca varılarak, davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalı kooperatiften ve birleşen davada davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.