11. Hukuk Dairesi 2013/8889 E. , 2013/23302 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11.03.2013 tarih ve 2011/109-2013/68 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili: müvekkilinin 2010/3994 sayılı "ABİYE ELBİSE" tasarımının davalı tarafından izinsiz olarak taklit edilmek suretiyle piyasaya sürüldüğünü, taklit ürünlerden iki adedinin fatura karşılığında davalıya ait işyerinde satın alınmak suretiyle delil olarak dosyaya sunulduğunu, taklit ürünlerin kalite açısından vasıfsız görüntü açısından ise birebir kopya olduğunu, davalının eyleminin müvekkilinin tescilli tasarım hakkını ihlal mahiyetinde olduğunu, kötü üretim nedeniyle tasarıma olan güvenin zedelendiğini ileri sürerek, davalının ihlal eyleminin men ve önlenmesini, üretim araçlarına tedbiren el konulmasını, ürünlerin toplanarak imha edilmesini, 10.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminata hüküm olunmasını talep etmiştir.
Davalı ... adına... beyanında özetle; bu elbiseleri mağazalarında satmak üzere İstanbul MANGA TEKSTİL isimli ticari işletmeden satın aldığını, tasarımın harcıalem olduğunu, yeni olmadığını, bu konuda ayrıca İstanbul"da MANGA TEKSTİL ile aralarında dava bulunduğunu, imalatçı olmadıkları için tasarımın tescilli olduğunu bilebilecek durumda olmadıklarını, manevi ve maddi tazminattan sorumlu tutulamayacaklarını savunarak, davanın reddine karar verilmeni talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının davaya konu malları üretici firma olan MANGA TEKSTİL-...’dan satın alarak satışa arz ettiği, bir yıl içerisinde binlerce değişik ürün alıp satan tekstil ürünleri satıcılarının sattıkları her bir tekstil ürününün tescilli tasarım konusu olup olmadığını bilme ihtimallerinin bulunmadığı, bu yükümlülüğün ancak üretici firmalara yüklenebileceği, davalının sattığı ürünler yönünden böyle bir dikkat ve ihtimamın kendilerinden beklenemeyeceği, tasarım haklarının niteliği itibariyle marka haklarından farklı olduğu, bir satıcının satın aldığı ürünün markasının, gerçek üreticiye ait marka olup olmadığını inceleme ve bilme ihtimamını göstermesinin kendisinden beklenebileceği, ancak tasarımlar için aynı şeyin söylenemeyeceği, davalının MANGA TEKSTİL-..."dan aldığı aynı mallar yönünden zaten bu kişi aleyhine İstanbul 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nde dava açıldığı, davacının bu dosyadaki talebinin aynı mallar için mükerrer tazminat talebinde bulunduğu, ancak davacı söz konusu davayı açmasaydı bile davalı satıcıya olayda maddi tazminat sorumluluğu atfetmenin mümkün bulunmadığı, satıcıların tasarım ihlallerinden sorumluluğunun, daha ziyade hak sahibi tarafından önceden uyarılması veya tasarımın tescilli olduğunu bildiğinin, üreticiyi üretime teşvik ettiğinin veya üretimi kolaylaştırdığının iddia ve ispat edilmesi gibi hallerde söz konusu olabileceği, ancak davalı tarafta maddi tazminat sorumluluğunu gerektirecek durumlardan hiçbirinin bulunmadığı, BK 49 maddesi kapsamında davalının eyleminin hangi şekilde manevi zarara yol açtığı usulünce iddia ve ispat edilemediği gerekçesiyle, davanını kısmen kabulü ile davalının elinde bulunan korsan mallar itibariyle eyleminin tescilli tasarım hakkının ihlali olduğunun tespitine, ihlalin men ve önlenmesine, arama sırasında ele geçirilen 43 adet elbisenin imhası suretiyle ihlalin giderilmesine, maddi ve manevi tazminat talebi ile, davalının olaydaki sorumluluk derecesi, somut olayın özellikleri itibariyle ilan talebinin reddine, fazlaya ilişkin ve sair taleplerin reddine, karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Mahkemece, davalının davacıya ait endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün önlenmesine, tecavüz yoluyla üretilen elbiselerin imhasına, maddi-manevi tazminat ile ilana ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Ancak, 554 sayılı KHK 49/c bendine göre tecavüz halinde tecavüzün giderilmesi ve maddi-manevi zararın tazmini talep edilebilecektir.Aynı KHK 50. maddesine göre tecavüz fiilini işleyenin kusurlu olması halinde tasarım hakkı sahibinin zararının tazminine karar verilebilecektir. Bu nedenle sıradan olmayan "abiye elbiselerle" ilgili perakende satıcılık ticareti ile iştigal eden davalının yaptığı işi gereği tasarım hakkına tecavüz niteliğinde sayılabilecek eylemleri bilebilecek durumda ve kusurlu olduğunun kabulü gerekir.(C.Suluk, A.Orhan, Uygulamalı Fikri Mülkiyet Hukuku, Cilt 3, Tasarımlar, sayfa 463). Davalı bu eylemde kusursuz olduğunu kanıtlayacak herhangi bir delil ibraz etmediği gibi, olayda 554 sayılı KHK’nin 56. maddesinin uygulanması koşullarının bulunmadığı da anlaşılmıştır. Yine tecavüz edenin manevi tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için davalı eylemi nedeniyle tasarım hakkı sahibinin ticari kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların varlığı yeterli olduğu halde, mahkemece 818 Sayılı BK 49. maddesi koşulları oluşmadığından bahisle manevi tazminat isteminin reddi dahi yerinde değildir.
Bu nedenle, kararın maddi ve manevi tazminat ile ilan isteminin reddine yönelik davacının temyiz itirazı yerinde görülerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.