11. Hukuk Dairesi 2013/7780 E. , 2013/23294 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04.02.2013 tarih ve 2012/23-2013/32 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 30. sınıftaki mallar yönünden 2008/65905 sayılı ve “TATLI TATLI mudurnu” unsurlu marka başvurusuna, müvekkilinin kendi adına tescilli "MUDURNU”, “MUDURNU SAĞLIĞINIZIN DOSTU”, “MUDURNU DOĞAL, SAĞLIKLI , LEZİZ, EKONOMİK” unsurlu, 97/015188, 99/00250, 99/014966, 98/001517, 97/015130, 97/15187, 2006/12327 sayılı markalarını mesnet göstererek yaptığı itirazın, TPE YIDK"nun 2011 -M-4282 sayılı kararıyla reddedildiğini, oysa 1955 yılında faaliyete başlayan müvekkil şirketin 1997"den beri tescilli olan toplam 28 adet MUDURNU markalarının sahibi olduğunu, birçok il ve ilçede üretim tesisi bulunduğunu, MUDURNU markasının ilk sahiplerinin Türesin ailesi olduğunu, bu marka ile Mudurnu"nun tavukçuluk ile anılmaya başlandığını, Mudurnu Tavukçuluk"un Mudurnu İlçesinden daha çok ve yurt çapında tanınır hale geldiğini, tavukçuluğun Mudurnu"ya özel bir üretim tarzı olmadığını MUDURNU markasıyla ilk Türk fastfood zincirinin kurulduğunu Mudurnu markasının tanınmış marka haline geldiğini, "Yumurta tavuktan, tavuk Mudurnu"dan" sloganının herkesçe bilindiğini, markalarda öne çıkan unsurun MUDURNU olduğunu, dava konusu markanın da asıl unsurunun MUDURNU olduğunu, başvuru sahibinin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK kararının iptaline, tescil edilmiş ise markanın hükümsüz sayılmasına ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPE vekili; iptali istenen YİDK kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket yargılamaya katılmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraf markaları, ortalama tüketici kitlesinin genel izlenimi ve bakış açısı ile bütüncüllük ilkesi kapsamında karşılaştırıldığında, "MUDURNU" ibaresinin her iki markanın da ayırt edici unsurları arasında yer aldığı, tescil kapsamlarının da örtüştüğü, "MUDURNU" ibaresinin tescil kapsamında kalan 30.sınıf mallar yönünden her hangi bir tanımlayıcılığının bulunmadığı, davacının önceden tescilli "MUDURNU" ibareli markasını bilen, bu markayı taşıyan bir restoranda yiyecek yiyen, alış veriş merkezinde mal satın alan veya gören tüketicilerin, başka bir zamanda "MUDURNU" ibareli davalı markasını aynı tür mallarda veya ilişkili mallarda gördüklerinde, markaların aynı ticari işletmeye ait olduğunu zannetme ihtimalinin yüksek olduğu, "ibare+şekil" unsurlu davacı markalarının tescil edilebilirliği konusunda hiçbir tereddüt bulunmadığı, tescil olunan marka ile karıştırılmaya yol açacak ölçüde sonraki tescillerin KHK"nın 8/1 (b) maddesine aykırı olacağı, azınlıkta kalan marka uzmanı Doç. Dr. F. Beşir Doğan"ın da benzer şekilde görüş sunduğu, çoğunluk bilirkişi heyeti aksi yönde görüş bildirmiş ise de, karıştırılma ihtimalinin hukuki bir meseleye ilişkin olması ve bu konuda takdirin HMK"nın 282. maddesi uyarınca hakime olduğu, teknik görüşlerinden faydalanılmakla birlikte çoğunluk bilirkişi raporunun bu kısmına itibar olunmaksızın ve dava ve usul ekonomisi de gözetilerek yeniden bilirkişi raporu alınmaksızın bu hususun resen mahkemece değerlendirildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile TPE YIDK"nun 2011-M-4282 sayılı kararının iptaline, davalı şirket adına tescil olunan 2008/65905 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı davalılardan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.